Düşünür Cemil Meriç, “Dergiler hür tefekkürün kalesidir” der.

Hakikaten birçok fikir akımı, dergiler çerçevesinde oluşmuş ve Türk siyasi hayatında derin izler bırakmıştır. Yaşar Nabi Nayır’ın 15 Temmuz 1933'te okurla buluşan  “Varlık” dergisi, fikir adamlarımızdan Nurettin Topçu’nun “Hareket dergisi”, 12 Eylül’den önce çıkan Pınar dergisi, “Büyük Türkiye’ye Hasret” gibi dergiler bunlardan bazılarıdır. Dijital alemin yazılı basını yaman vurduğu böyle bir zamanda az da olsa dergilerin yayın hayatına girdiğini görmek ise bizleri sevindirmektedir.

Gazeteci Sadık Gökce ve Sedat Ulupınar’ın yönetiminde Çumra Kültür ve Sanat Topluluğu adına çıkan “9 bin yıllık delikanlı Çumra” adlı dergi, alanında bir boşluğu dolduracağa benziyor. Konya’nın Çumra ilçesinde yayınlanan dergi, ilçe ve köylerdeki kültür yaşamı hakkında bilgi veriyor. Örf ve ananelere değiniyor. Düğünler, yöre folkloru, ilçede yetişen aydınlar hakkında kayıt tutuyor.  Biz “Alim unutur kalem unutmaz” sözü gereğince, bu tür adımların daha da çoğalmasını istiyoruz.

“9 bin yıllık delikanlı Çumra” dergisinin yayın kurulunda Sadık Gökce, Sedat Ulupınarlı, Zeki Türker, Anuş Gökce, Mustafa Yavuz Çolak ve Elife Yılmaz Mısral yer alıyor. Sadık Gökce, derginin ilk yazısı olarak “Bir Kavun Satma Hikayesi Ya Da...” başlığı altında bir anısını anlatırken, Nadire Yetiş de Çumra’nın çeşitli okullarında gördüğü eğitimden bahsediyor, başından geçen olaylara değiniyor, öğretmenlerinden ve arkadaşlarından bahsediyor. Derginin bu ayki şairi ise Elife Yılmaz Mırsal ile Mustafa Arıcı.

Derginin yazarlarından M. Yavuz Çolak da, “Çumra’nın Dereleri”

başlığını koyduğu yazısında bir anısını şöyle anlatıyor: “1968 yılı ve ertesi sene çok yağış oldu, Apa barajında taşma olabileceği söylentileri vardı, Hotamış gölü de bölgeyi sular altında bırakıp gelen suları çekmeyince Çumra’nın bazı yerlerinde yüzeye vurmaya başladı. Şimdiki gibi aşırı su tüketimi yüksek tarım

yapılmazdı o devirlerde, bir bel ağzı çukur açtığında bahçelerde su çıkardı.”

Derginin diğer yazarları arasında “Mehmet Demir, Sedat Ulupınarlı, Mevlüt Mülayim var. Araştırmacı yazar Anuş Gökce de  “Cemre ve Ona Atfedilen İnançlarımız”  başlıklı yazısında, “Cemre nedir”, “Cemrenin anlamları”, “Cemre ile ilgili inançlar” hakkında önemli bilgiler veriyor. Anuş Gökce, “Sonuç” kısmında şöyle diyor: “Cemrenin toprağa düşmesiyle birlikte çiftçiler baharlık için tarlalarını hazırlamaya başlar. Mart ayında havaların ısınmasıyla

birlikte bağ budaması yapılır. Cemre olayına Anadolu, Azerbaycan ve Orta saya Türk kültüründe, Araplarda ve Farslarda rastlanmaktadır.

Cemrenin, edebiyatımızın, folklorumuzun, eğlencelerimizin bir zenginliği olarak

görüyorum. İtikadımıza bir zararı olmayan bu tür olayların yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.”