Asrın felaketini yaşayalı 13 gün oldu…

Hala enkaz altından canlı insan çıkıyor…

Bu bir mucize değil de nedir?

Her şeyin (mülkün) sahibi olana Allah’a hamdolsun…

Şüphesiz her canlı kaderini yaşar…

Ancak…

Özellikle insanoğlu her işte olduğu gibi korunaklı yerler için de tedbiri alıp işini düzgün yapmalıdır…

Geçen gün…

Kahramanmaraşlı bir müteahhidin binalarının yıkılmadığını basından takip ettim…

Basın mensupları müteahhide soruyorlar…

Nasıl yaptın bu evleri de yıkılmadı?

Müteahhit çok basit cevap veriyor…

Diyor ki müteahhit; “sadece kurallara uydum…”

Sadece kurallara uymak yetiyor mu?

Evet…

Yetiyormuş…

Malzemeden çalmayacaksın…

Özellikle binanın temelinden, kolonundan, direğinden…

Ne diyor müteahhit sözün devamında…

Bir binadan en fazla çaldığın kazanç yüzde 5’i geçmez…

Yani 1 milyonluk evde yüzde beş, 50 bin lira yapar…

50 bin lira için bu kadar canın gitmesine değer mi?

Binaların yapımını üstlenen firmalar, müteahhitler “eğer biz çürük bina yaparsak bir afette yıkıldığında bu devlet evlerin altında can verenlerin hesabını burnumuzdan fitil fitil getirir” diye hiç düşünmüyor mu?

Demek ki düşünmemişler…

Bazı yerler vardır ki, tüm kurallara uyulmuş ama bir afette o zemine dayanacak hiçbir yapı olmayacağı için bir şey denilmeyebilir…

Fakat…

Hem pahalıya satacaksın ve hem de sattığından yüzde 5 daha kar etmek için inşattan çalacaksın…

Şimdi hesap verme zamanı…

Müteahhitlik yapıyorsan ahlaklı olacaksın…

İnsanların canını kendi canından daha çok önemseyeceksin…

Çünkü insanlar yaşadıkları barınakları korkusuzca hayat sürmeleri için edinirler…

Başka bir şey söylemeye gerek var mı?

Sağlıcakla kalın…