Öğretmen Mehmet Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi adlı kitabında,  “Ben bu eserimle yurttaş ve kandaşlarımın fikirlerini daha fazla aydınlatacak  ve onlara gerçek soy ve dilleri hakkında geniş bilgiler sunmaya çalışacağım” diyor. Her bir karış topr

Öğretmen Mehmet Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi adlı kitabında,  “Ben bu eserimle yurttaş ve kandaşlarımın fikirlerini daha fazla aydınlatacak  ve onlara gerçek soy ve dilleri hakkında geniş bilgiler sunmaya çalışacağım” diyor. Her bir karış toprağı Türk ecdadımızın  kanlarıyla sulanan ve her bir dağında, ovasında,  bel ve geçidinde  binlerce Türk şehidi  yattığını anlatan Fırat, doğu illeri için “arslanlar yatağı” ifadesini kullanmaktadır.

Doğu illerinin Türk’ün öz yurdu olduğunu belirten Fırat, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Büyük Atatürk, Milli Şef İnönü ve milli Cumhuriyetin açtığı milli çığır üzerinde milli birlik ve bütünlüğe doğru yürümek, bu dağlı Türk kardeşlerimizin  de yurdu ve milli ödevleridir.Bu ödev, bize en doğru yol ve tarikatı, Cumhuriyet ve yurt sevgisini, milli birlik ve bütünlüğün  korunmasını buyruklamıştır.”

1894 yılında Varto’da doğan Mehmet Şerif Fırat, eserinde Yakın Çağda Kürt Adını Alan Dağlı Türklerden bahsetmektedir. Varto halkı ve buradaki kabileleri anlatırken, Cibranlılar, Lolanlılar, Abdalan Kabilesi, Çerkesler, Hormek Kabilesi hakkında bilgi vermektedir. Fırat, eski örf ve adetler hakkında önemli bilgiler aktarırken,  milli oyunlardan da bahsediyor. Doğu illeri halkının en eski oyunlarından birinin cirit olduğunu belirten Fırat, sözlerine şöyle devam ediyor: “Herkes eylülden sonra atını bağlayıp arpasını  bol verir ve idman ederdi. Düğünlerde, geniş meydanlarda karşı karşıya ellişer ve daha fazla atlı seçilir cirit oynarlardı…”

Sonbahar aylarında delikanlıların çal oyunu oynadıklarını belirten Fırat, bu oyunu şöyle anlatıyor: “Çal oyununda üç ayaklı otuz santim yükseklikte bir ağaç dikilir, buna korucu denilir, bir nöbetçi sıra ile tutulur. Köyün delikanlıları,  yirmi metreden çala sopa atarlardı. Atılan sopalar isabet etmezse, hep korucunun önüne gider hiç kimse sopasını almağa gitmezdi, bunardan birisi isabet ettirirse  delikanlılar hep birden koşup sopalarını almağa başlar, bu sopada korucu el çabukluğu yapar çalı diker ve elinde uzun ağaçla bu delikanlılardan birisine vurursa o delikanlı korucu yerine geçer, korucu yakasını siler sopa atanlara karışırdı.

Köylerde bir de gelin oyunu vardır.  Bu oyunla karşı karşıya üçer taş dikilir delikanlılar ikiye ayrılarak bu taşlara nişan atarlardı. Hangi taraf tez taşlarını devirirse öteki taraf  binerdi.  Bundan sonra delikanlı güreşleri başlar, buna bütün köy katılır, hasmını sırt üstü indiren alkışlanır ve sevilirdi. Ayrıca, askerlik  oyunu vardır.

Dil Konusu

Şerif Fırat,  Zaza dilini incelerken önemli bilgiler veriyor. Zaza dilinde pek çok eski Türkçe kelimeler olduğunu belirtiyor.  Satlık, sat, salık, sanık, tanık, yanık,  çalık, kaşmer, karaç, katık, kahpe, kop, koşma, kavaz, tekere,  çor, şor, bor, çeper, çığır, merek, tezek, ipek, hora, sülük, şar, gedik, hedik gibi yüzlerce söz.

Mehmet Şerif Fırat, 1949 yılında bir cinayete kurban girmiştir.