Son bir yıldır dünyada ve ülkemizde insanlar enflasyonla yatıp kalkıyor…

Enflasyonun yüksek ve düşük seyri ekonomiyi derinden etkiliyor…

Ekonominin etkilenmesi demek ülke vatandaşının da cebini ilgilendiriyor…

Bugünden itibaren ana ve ara başlıklar altında dört günlük Türkiye tarihinin yıllara göre enflasyon verileri ve nedenleriyle ilgili yazı dizisine başlıyoruz…

Türkiye'de enflasyon, Türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir. Yakın dönem Türkiye tarihinde 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda tek haneli oranlara düşse de 2010'lu yılların sonunda döviz kuru ve fiyat pahalılığı nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri halinde geldi.

1923-1950 dönemi:

Osmanlı döneminde yüksek miktarda emisyon artışı yapılmıştı. I. Dünya Savaşı'nın finansmanı amacıyla Osmanlı Devleti tarafından dolaşımdaki para sürekli artırıldı. 1917 başında 50 milyon lira olan dolaşımdaki kaime (kağıt para) aynı yılın sonunda 100 milyon liraya ulaşmıştı. Bu durum ise piyasadaki ürün fiyatlarının 20 kata varan oranda artmasına ve şiddetli bir enflasyona neden oldu.

Yüksek emisyon artışının getirdiği enflasyon ortamının yeniden yaşanmaması için Cumhuriyetin ilk yıllarında para arzının artırılmamasına gayret edildi. II. Dünya Savaşı koşullarına kadar bu politika izlenerek para arzı ciddi oranlarda artmadı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk lirasına yönelik bir politika belirleyecek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası henüz kurulmamıştı. Büyük Buhran'ın etkileri, ithal ürünlere yönelik aşırı talep, hammadde ve tarım ürünleri fiyatlarındaki gerileme nedeniyle Türk lirasının değerinde aşırı düşüş yaşandı. Buna yönelik "Türk Parasının Değerini Koruma Kanunu" çıkarıldı. 11 Haziran 1930'da Merkez Bankası kurularak Osmanlı Bankası'nın görev ve yetkilerine son verildi. Merkez Bankası, emisyon artışı politikası izlemeyerek paranın değerinin koruyacak kararlar almıştır. Merkez Bankası kurulduktan sonra diğer ülke para birimleri karşısına Türk lirası değerlenme sürecine girdi.

II. Dünya Savaşı döneminde şiddetli bir enflasyon yaşandı. 1940-1945 yıllarındaki yüksek enflasyona yönelik piyasadaki paranın azaltılması amacıyla savaş döneminde servetini haksız olarak artırdığı düşünülen tüccar, büyük çiftçi ve emlak sahiplerinden 11 Kasım 1942 tarihli varlık vergisi alınmaya başlandı. Ayrıca kırsal kesimdeki halktan toprak mahsulleri vergisi alındı. Varlık vergisi 1 yıl sonra, Toprak Mahsulleri vergisi savaş sonunda kaldırılmasına rağmen piyasadan kayda değer miktarda para çekildi. 1943 yılı sonunda Varlık vergisinden elde edilen gelir 318 milyon liraya ulaşmıştı.

Mevzuya yarın devam etmek üzere…

Sağlıcakla kalın…