Avukat Hüseyin Özbek, hukukçuluğunun yanında kaleme aldığı yapıtlarla dikkat çekiyor. 

Özbek, "Dördüncü Bozgun" adlı son eserinde yakın tarihimizden bahseden önemli konulara değinirken, "Cumhuriyetin uluslaşma projesinden etnik nefret açılımına, Kimlik inşasından kimliklerin ayrıştırılmasına, Üretim tutsaklığından tüketim özgürlüğüne, Türkiye'nin sermayesinden sermayenin Türkiyesi'ne" birçok konuyu enine boyuna incelemektedir.

Hüseyin Özbek, Doğu Kitabevi'nden çıkan eserinde Türk ordusunun askeri alanla sınırlı kalmayıp ekonomik ve siyasi kayıplar sarmalıyla devlette onulmaz güç kaybına yol açan, milletin geleceğini derinden etkileyen üç ağır yenilgisi olduğunu belirterek bunları “1683 Viyana, ikincisi 1877 (93 Harbi), üçüncüsü Rumeli'nin elden çıktığı Balkan bozgunu” olarak sıralıyor. 

Özbek, Dördüncü Bozgun teşebbüsü olarak bir cemaatin darbe kalkışmasını anlatmakta, “Cemaat üzerinden Türk ordusunu sistemin dışına atma stratejisi doğrultusunda, dışarıda kurgulanıp içeride yaşatılan postmodern bozgunu” olduğunu ifade etmektedir.

Özbek, Osmanlı Türk devletini yıkmak için her türlü plan ve proje yapan Batı’nın bunu gerçekleştirmek istediğini, başardığını, şimdi Türkiye Cumhuriyetini çökertmek için bir cemaati kullandığını eserinde detaylarıyla anlatmaktadır. 

Özbek, Türk ulusuyla kapanmamış hesabı olanların basın ve yayın yoluyla, terör örgütleriyle Türkiye Cumhuriyetine yüklendiğini anlatmakta, etnik virüsün beslendiğini, ‘Türksüz Anadolu Projesi’nin gerçekleştirilmek istendiğini ifade etmektedir.
 Esen kalın.