Taksim Gezi Parkı olaylarının tüm ülkeyi kapsaması, dünyada yankı bulması, içerideki ve dışarıdaki düşmanların iştahlarını oldukça kabartmış durumda. Masumane başlayan Başbakan'ın çapulcular nitelemesi ile ivme kazanan gösteriler, bazı mihrakların da prov

Taksim Gezi Parkı olaylarının tüm ülkeyi kapsaması, dünyada yankı bulması, içerideki ve dışarıdaki düşmanların iştahlarını oldukça kabartmış durumda. Masumane başlayan Başbakan'ın çapulcular nitelemesi ile ivme kazanan gösteriler, bazı mihrakların da provokasyonları ve sosyal medyanın desteği ile almış başını gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanının, Bülent Arınç'ın ve İstanbul Belediye Başkanının itidalli yaklaşımları olaya  bakış açıları yanan ateşi söndürmeye yönelikken, Başbakan'ın olaya sanki kovayla benzin dökercesine  tavır takınması, sert söylemleri  arasına  sözde yumuşak sözler  yerleştirmesi kimseyi tatmin etmemektedir.

Bir de 15-16 Haziran’da Ankara ve İstanbul'da miting kararı alması da kutuplaşmayı  arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Belki yarınlarda Taksim Gezi Parkı eylemleri duracaktır, küllenecektir. Ama her an ateş almaya hazır bir  duruma gelecektir.

Başbakan güçlülüğünü ispat etmek  için mitingler düzenlense de, karşı olanlar bu ülkenin % 5’i de olsa  unutmamalıdır ki onların da Başbakanıdır. İstekleri ile dertleriyle  ilgilenmek  ve çözülebileceklerini  çözme noktasında yapıcı olmak zorundadır.   

Bu ülke hepimizin, bu ülke varsa var oluruz, kaosa  sürüklenirse biz de o kaosun bir parçası oluruz.       

Dünyanın gözlerini dikmiş bir sırtlan edası ile parçalamak istediği bu vatan  unutulmamalıdır ki şehit kanları ile vatan yapılmıştır. O’nu korumak, O’na sahip çıkmak ancak insanımızla barışmak, birlik olmak, yanlış yapıyorsak yanlıştan  dönmeyi bilmek, doğru  yapıyorsak  anlatıp  ikna etmek zorundayız. Özellikle bu Başbakanının görevidir.

Kılıcı çekercesine hodri meydan demek bu ülkeye birlik, dirlik getirmez  gözyaşı mutsuzluk akabinde  mal ve can kaybına sebep olabilir. Bir olmak, diri olmak için önce erki elinde bulunduranların bir kez daha düşünmeleri ve itidal çağrısı yapmaları gerekir.

Yarınlar geç olmadan orta yol bulunmalıdır.

Sn. Başbakana El-Bakara 143’ü hatırlaması dileklerimle.

                                                                       Sevgi, saygı ve sağlıcakla kalın.....