Başbakan'ın ABD ye gitmeden önce beklentileri Suriye konusunda alacağı destek , İsrail  ile olan ilişkiler ,PKK ile olan pazarlıklarla ilgili ciddi destek alacağı şeklindeydi.ABD kendi ulusal çıkarları ve dünyayı yönlendirmek adına geliştirdiği stratejile

Başbakan'ın ABD ye gitmeden önce beklentileri Suriye konusunda alacağı destek , İsrail  ile olan ilişkiler ,PKK ile olan pazarlıklarla ilgili ciddi destek alacağı şeklindeydi.

ABD kendi ulusal çıkarları ve dünyayı yönlendirmek adına geliştirdiği stratejilerden taviz vermeyen asla gevşemeyen bir ülke olduğunu gösterdi.

Elbette Ortadoğu coğrafyasında etkin olarak kullanabileceği güçlü ve ileri bir karakolun baş yöneticisini de biraz havaya sokacak menevralar yapması da gerekiyordu.

Başbakan ABD'de alışık olunmayan Devlet Töreni ile karşılandı. Obama ile görüşmelere heyetler dahil olduğu için uzun görüşmeler planlandı. Basın açıklamaların da karşılıklı özgüler düzüldü.

Bu gelişmeler Türk ve yabancı medyasını da oldukça işgal etti. Türk televizyonlarının resmisi, özeli ,yazılı  basın Başbakanın  tüm temaslarını ve  ABD’lerinde çeşitli kuruluşlarda  yaptığı konuşmaları eksiksiz verdi ve gündemi  Başbakan lehine  çevirmek için didindi durdu....

Sn. Başbakanın da hak ve adalet adına söylemleri Aşık Veysel'in sazından çıkan nağmelerin gibi insanı etkilediği gibi hitabetiyle her zaman ki şovunu eksiksiz yerine getirdi. Başbakan eğriyi doğru, doğruyu eğri gösterme noktasında oldukça başarılı ikna edici kabiliyette.

Peki ABD  ziyaretinde  Başbakan hangi kazançlar  elde etti.Ülkemiz adına  beklentileri ne idi , ne buldu....

Öncelikli olarak Suriye bataklığı  ile ilgili herhangi bir güvence ,bir  yaptırım sözü alabildi mi??

Görünen o ki daha en az bir yıl Suriye’de ki bu kaos devam edecek, bu kaosun ateşi de ülkemizi yakmaya devam edecek. ABD ve Rusya anlaşmışlar Suriye konusunda anlaşmışlar 2014 de yapılacak bir halk oylaması ile sorunu çözme mutabakatına varmışlar.

ABD’nin sadece seyretmeye devam ettiği ve de sadece söylemleriyle yön vermeye çalıştığı Suriye politikası, Rusya'nın, İran'ın hatta Çin'in fiili olarak Beşar Esad 'ı desteklediği bir durumda 2014 te halk oylama sonuçları bugünden belli değil mi?

Eğer Rusya'nın bu günkü desteği sürerse o zaman Türkiye bu tehdit ve ateş hattından nasıl çıkacak?

Türkiye’nin desteklediği muhalefet hareketi daha kendi içinde birlikteliği sağlamamışken, Esad rejimini devirse bile hareketin güçlü tarafının Hizbullahvari sözde bir İslami hareket ola ihtimali düşünülürse İsrail Esad’ ın iktidarın düşmesini ister mi? Bu da ikinci handikap...

Başbakan'ın dert yandığı Birleşmiş Milletlerin tavrını değiştirmemesi de. ABD'nden yardım desteği sözünü alamadığı görülmektedir.

Ayrıca PKK ile yapılan ve adına çözüm süreci sözü verilen suni protokol ile ilgili ABD'nin kesin tavrı da net değil.

Ekonomik anlamda kazanılmış bir sonuçta görülmemekte.

Anlaşılan şu ki Ortadoğu’nun HAMURABİLİĞİNE soyunmuş Türkiye sonunda ÇAMURA BATMIŞ ABİ olacak gibi görünmektedir

Tarih sayfalarına bakıldığında ne zaman ABD, ne zaman Avrupa ülkeleri, kısacası Müslüman olmayan dünya ülkeleri Türkiye’ye büyümek adına, barış adına, insanlık adına yardımcı olmuşlar, destek vermişler. Üstelik bitmeyen Haçlı ruhları ile İslam ülkeleri arasına nifak sokmuşlar kardeş kanı akmaması için her türlü melaneti körüklemişlerdir.

İşte Bosna, işte Çeçenistan, işte Afganistan, işte Irak, işte Suriye daha niceleri... Üstelik bazılarını da Türkiye’yi bulaştırmışlar kendi içerisinde çeşitli nifaklarla sağlam bedenleri yaralamışlar ve kanayan yara haline getirmişlerdir.

Bu ülke insanı Türkü, kürdü, çerkezi, abazası, lazı, gürcüsü ile tek bir millettir. Etnik kökenler bu ülkenin bir kiliminin desenleridir.  Ayrı bir güzellik ve zenginlik katmaktadır. Ayrılık gayrılık olmadan bir olma diri olma, uyanık olma, provakasyonlara gelmeme zamanıdır. Son pişmanlığın fayda getirmeyeceği bilinmelidir. Ne ABD'nin, ne AB ülkelerinin ve ne de diğer ülkelerin bizim için güzeli düşünmeleri mümkün değildir.

Hiç kimseye düşman olmadan, medeni ölçülerde karşılıklı menfaatler doğrultusunda elbette işbirliği ve paktlar kurulabilir. Oyun kurallarına göre oynanabilir ama bilinmeli ki dünya milletler mücadelesinin arenasında güçlü olanlar yaşamlarına devam ederler.

Bununda tek yolu ülke için çalışmalı, çalışmak, birlik olmak, birbirimizi sevmek, kişisel hak ve hürriyetlere saygı duymak ve hoşgörü içinde yaşamayı temin etmek gerekir.              

SAYGILARIMLA