Önce “Erenler Patates Hali’nden” bir fotoğraf düştü önümüze. Esnaf ne yapacağını şaşırmış,dükkânların içine giren yağmur sularını öyle seyrediyor.
Eline kova, kürek, süpürge alsa yağmur sularını nereye verecek? Zaten doğru dürüst çalışmayan sistem iflas etmiş.
Dükkânın içine giren yağmur sularını kovalarla dışarıya atsan da nafile! Kendine gidecek yol bulamayan su tekrar dükkânların içine doluyor…
Yağmur sonrası oluşan “su baskını” ile ilgili İkinci fotoğraf ise Adapazarı Zirai Aletler Sanayi Sitesi’nden geldi.
Doğruyu söylemek gerekirse burada ki durum “Erenler Patates Hali’nden” daha “vahim” bir manzara ortaya koydu.
Yağan sağanak ile birlikte, mazgalların adeta dışarıya “kustuğu” yağmur suları sayesinde Zirai Aletler Sanayi Sitesi’nde bulunan bütün dükkânları su bastı…
Sadece bunlar değil. Şehrin birçok semtinde manzara aynıydı. Her sağanak yağış sonrası bu tür görüntülerle karşılaşmaya alıştık.
Bundan sonrada ya “alışacağız” ya da “gerekli tedbirleri” alacağız. Zira iklim artık bizim bildiğimizin dışına çıktı.
Eskiden keyif veren, hatta özlemle beklenip şarkılar yazılan “yaz yağmurları” artık işkenceye dönüştü.
Bozulan denge ile birlikte meteoroloji bile artık, “yağmur geliyor” demek yerine “sel ve su baskınları konusunda tedbirinizi alın” diye “uyarı” yapıyor.
Anlayacağınız eskilerin “rahmet” ve “bereket” dediği “yağmur” günümüz için artık “afet” konumuna dönüştü…
Lafı uzatmaya gerek yok. Uzmanlar artık bizim bildiğimiz “yağmur” yağışlarını “unutun” diyor. Yani bundan sonra “sel” ve “taşkınlara” hazırlıklı olacağız.
Ancak bu hazırlıktan kim ne anlıyor diye soracak olursanız, yetkililerin hiçbir şey anlamadığını söyleyebilirim…
Elbette bugün ortaya çıkan “sel” ve “su taşkınlarından” sadece mevcut yönetimi suçlamak insafsızlık olur.
Nitekim 17 Ağustos sonrası zamanın hükümeti “rant” yerine “uyarıları” dikkate alsaydı, belki de bugün bu görüntüler ortaya çıkmazdı.
Gerçi “SASKİ” daha sonra bilmem “kaç trilyonu” toprağa gömüp “Yağmur Suyu Drenaj Sistemi” yaptı ama o da işin diğer bir boyutu…
Evet, zamanın hükümeti 17 Ağustos sonrası bu şehre “altyapı kazığı” atmıştı. Ama bu “kazık” onların canını yaktı. Ve hala daha “o koltuklara” oturamıyorlar.
Gelin siz bari bu milletin kafasını kızdırmayın. Her yağmur sonrası meydana gelen “su baskınlarıyla” insanları uğraştırmayın. Gerekli tedbirleri alın.
Bize de “yağdı yağmur, çaktı şimşek” modunda yazı yazdırmayın. Zira bu yazıyı okuduktan sonra aklınızdan ne geçtiğini tahmin etmek zor değil…
Next