Günlerdir Soma’daki facia ile ilgili yazıp duruyorum. Bugün sonlandırıp yine Sakarya’nın gündemine dönmek istiyorum.Bu nedenle bugünkü yazımı da hiç ortalıkta gözükmeyen “sendika ağaları, patronları” üzerine kurmak istiyorum.Zira bugün ve geçmişte özellik
Günlerdir Soma’daki facia ile ilgili yazıp duruyorum. Bugün sonlandırıp yine Sakarya’nın gündemine dönmek istiyorum.
Bu nedenle bugünkü yazımı da hiç ortalıkta gözükmeyen “sendika ağaları, patronları” üzerine kurmak istiyorum.
Zira bugün ve geçmişte özellikle madenlerde yaşanan felaketlerde bu “sendika ağalarının, patronlarının” büyük vebali var…
Bugün Sakarya’da bilmem sayıları kaç taneyi bulan sendika temsilcisi, daha doğrusu “sendika yamağı” var?
Bunların ne işe yaradığını bilen var mı? Peki, aldıkları maaşı duyan oldu mu? Dahası temsilci oldukları fabrikalarda bunları hiç gören oldu mu?
İsterseniz cevabı size ben vereyim. Bütün sorulara verilecek olan cevap koca bir “hayır” olacaktır…
Peki, Sakarya’daki bu “sendika yamaklarının” yaptıkları hiçbir iş yok mu? Haklarını yemeyelim. Elbette var.
Bu “sendika yamaklarının” yaptıkları en iyi iş “gazetecilere” bağlı bulundukları sendikalara ait “tatil köylerinde” yer ayarlamak!
Bu işi gerçekten iyi yapıyorlar. Bağlı bulundukları sendikanın “tatil köyünde” hem de “her şey dahil” bazı “gazetecilere” yer ayarlıyorlar. Ya sonra?
Sonrası malum. Sendika’nın “beş yıldızlı tatil köyünde” hem de “her şey dâhil” tatil yapan “gazeteciler” bu “sendika yamağını” yere göğe sığdıramıyor…
Şimdi anladınız mı bugüne kadar 300 kişinin öldüğü bir maden kazası sonrası neden hiçbir “sendika, ağasının, patronunun” sorgulanmadığını?
Sendikaların görevi sadece göstermelik iş sözleşmesi görüşmelerine katılıp, senede bir günde “Taksim’i” yakıp yıkmak değildir.
Bu işçilerden o kadar para kesiliyor. Bu paralar size “gazetecileri” veya onu, bunu, şunu, sendikaların “beş yıldızlı otellerinde” ağırlayasınız diye verilmiyor.
Neden “işçi sağlı konusunda” bir eğitim vermiyorsunuz? Neden işçilerin çalıştığı yerlerde can güvenliği var mı yok mu diye denetim yapmıyorsunuz?
Soma’da 300 kişi hayatını kaybetmiş, tek sorumlusu hükümet. Ya sendikalar? Orasını karıştırma. Bak önümüz yaz…
Bu ülke 1990’lı yıllarda Zonguldak’ta Genel Maden İş Sendikası Başkanı “Şemsi Denizer” diye birini tanıdı.
Bu zat Genel Maden İş Sendikası’nın parasıyla kendisine aldığı “Jaguar marka” makam aracıyla gündem oldu.
Yıllarca bu işi yaptı ve medya ile arası hep iyi oldu. Hatta medya O’nu öyle sevdi ki,Şemsi Denizer’in adı “yerli Walesa” ve “Jaguarcı Şemsi’ye” çıktı.
Nitekim 1992 yılında Zonguldak’ta meydana gelen “grizu patlamasında” 263 madenci hayatını kaybettiğinde bile “Jaguar’cı Şemsi’yi” kimse suçlamadı.
Bugünde “sendika ağalarını, patronlarını” kimse suçlamıyor. Dün olduğu gibi bugünde “sendikalar her göçükten çıkmasını bildi.” Neden acaba…?
Next