Bayrama yavaş yavaş yaklaşırken elbette mutfaklarda heyecan eksik olmuyor... Ramazanın son günlerinde yine en özel ve leziz sofralar eşle dostla paylaşılırken bayram hazırlıkları da yavaştan başlamış gözüküyor... Ev yapımı baklava hazırlıkları yapılırken bir yandan da çarşı ve pazarlarda envai çeşit şekerleme ve çikolata raflarda yerini aldı... Tüm bu coşkulu hazırlıklara rağmen elbette ramazana veda etmenin hüznü, bayrama ulaşmanın sevinci herkesi sardı, sarmaladı...

Ramazanın başından bu yana imkânı olanların sofralarını birbirinden çeşitli çorbalar, yemekler ve tatlılar donattı, donatmaya devam ediyor... Zengin sofralarda hurmalar, pideler, güllaçlar, şerbetler eksik olmazken açlık ve susuzlukla terbiye edilen mideler bu Ramazan’da da şüphesiz en lezzetli nimetlerle buluşuyor. Özellikle uzmanların da tavsiyelerini dikkate alan vatandaşlar, gerek iftarda gerek sahurda mideleri çok zorlamayacak besinleri tercih etmekte. Uzun süre açlık ve susuzluğun ardından hafif şeyler tüketilmesi gerektiği, çorbanın yemekte başlangıç olarak önemli olduğu, yağlı ve baharatlı yemeklerle araya mesafe koyulması gerektiği ve aşırı şekerli tatlılardan uzak durulması gerektiği birçok doktor ve diyetisyenin tavsiyeleri arasında yer alıyor...

Elbette sosyal medyada yine yemekler üzerinden tatlı atışmalar da olmuyor değil... “Ramazan pidesi yumurtalı mı olur yumurtasız mı?” ya da “Güllaç en lezzetli Ramazan tatlısıdır, şekerpare işine baksın” gibi söylemler halkı ufak münakaşalara sürüklemekte... Özellikle bayrama yavaş yavaş yaklaşırken “ev baklavası mı, hazır baklama mı?” gibi tartışmalara da şahit oluyoruz. Elbette tüm bu küçük atışmalar işin tuzu biberi... Midesine düşkün toplumumuzun tartışma konularından biri de yiyecek içecek olacaktı elbette...

Ramazan ayının sonlarına yaklaşırken bayram coşkusu giderek artıyor, elbette bu sofralara ve tabaklara da yansıyor... Bir sonraki yazımızda bayram coşkusunu ve yiyecek içeceği kaleme almak üzere herkese hayırlı Ramazanlar diliyoruz...

Sağlıklı günler dilerim...