Akupunkturun Çin ve Uzakdoğu’da yıllardır kullanıldığını aslında Uygur Türklerinden başladığını kaydeden Dr. Ekrem Yılmaz, 27 Ekim 2014 tarihinden itibaren Geleneksel Tamamlayıcı Tıp’ın hastanelerde resmen uygulanmaya başladığını belirtti.
Geleneksel Tamamlayıcı Tıp’ta 15 branş bulunduğunu ancak en önemlisinin akupunktur olduğunu söyleyen Yılmaz, Türkiye’de tek yetki verilen tamamlayıcı tıp yönteminin de akupunktur olduğunu dile getirdi.
Akupunkturun doktor tarafından uygulanması gerektiğine de dikkat çeken Dr. Yılmaz, “Bu uygulamanın eğitimini alan doktorlar, artık hastanelerde kurulacak merkezlerde bu hizmeti verecek. Devletin eline geçmesiyle bu iş daha kolay hale geldi. Artık Bakanlık yapılmasını istiyor. Biz uygulayıcılar artık daha kolay inisiyatif alıyoruz. Artık hastanelerde de uygulandığı için kolay kabul edilebilir hale geldi” dedi.
Yapılan bütün tedavileri kayıt altına aldıklarını da kaydeden Yılmaz, akupunkturda en dikkat çekici noktanın ise doktor-hasta ilişkisi olduğunu ve ikisinin de birbirine güvenmesi gerektiğini söyledi.
“Geleneksel tıbbın amacı dengeyi kurabilmektir” diyen Dr. Ekrem Yılmaz, akupunktur ile en çok baş ağrısı, migren, bel, uykusuzluk, kabızlık, çok uyumak, az uyumak, alerjik durumlar, kaşıntı, reflü, adet sancıları, çocuklarda hiperaktivite ve daha pek çok ekstrem durumlarda bile uygulandığını belirtti.
Akupunkturun halk arasında bilindiği gibi sadece iğne batırmaktan ibaret olmadığını da söyleyen Yılmaz, “Batıracağınız yer, hangi bölgeye yapılacağı, dozu çok önemli. Tecrübeniz, akupunkturun yanına başka tedavi ekleyip eklemeyeceğiniz başarıyı etkiliyor. Aslında hastalık yoktur, hasta vardır. Örneğin tansiyon bir sendromdur, bir sorundur. Geleneksel tıpta bakıldığı zaman ise bunun sebepleri bulunuyor ve tedavi buna göre yapılıyor” diye konuştu.
En fazla kronik hastalıklarda kendilerine müracaat olduğunu söyleyen Dr. Ekrem Yılmaz, “İnsanlar geçmeyen rahatsızlıklarında bize geliyorlar. 10-15 yıl baş ağrısı çeken insanlar var. Uygulamanın ardından onlarla görüşüyoruz, artık şikayetlerinin sona erdiğini söylüyorlar. Yaptığımız uygulamalar tedavi edici. Hastanın yaşam tarzıyla da etkileşim içinde. Ama hasta dikkat ederse rahatsızlık bir daha kolay kolay geri dönmüyor” dedi.
Tedavi uygulanacak hasta ile önceden iletişime geçtiklerini ve bir dizi soru yanıtlamasını istediklerini söyleyen Yılmaz, “Bu soruların cevapları bizim için çok önemli. Hasta bize hastalığı ile ilgili detaylı bilgiler veriyor. Baş ağrıyorsa, ağırını yeri çok önemli. Kişinin içine atması, kızması, rutubetli bir yerde yaşaması, ışıkta ağrının artması gibi durumlar da bizim için çok önemli veriler. Tabi ki tahlil de yapılıyor. Buna göre tedavi uygulanıyor. Seans sayısı hastaya, hastalığa ve kişinin durumuna göre değişebiliyor. 1 seansta iyi olduğunu söyleyen hastalarımız da var. 10-15 seans tedavi uygulanan hastalar da bulunuyor. Biz 3 gün arayla 10 seansın daha koruyucu olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Bir hastanın mevcut şikayetini tedavi ederken, var olan ve aslında hastanın farkında olmadığı başka rahatsızlıkları da tedavi ettiklerini belirten Dr. Ekrem Yılmaz, “Hastayı tedavi ediyoruz ama başka bir rahatsızlığı da varsa, onu da tedavi ediyoruz. İnsan vücudunda 12 meridyen ve 360 nokta var ve bir meridyenin kontrol ettiği birçok şey var. Bir hat boyunca tedavi gerçekleşince, birçok şey düzelebiliyor” şeklinde konuştu.

Next