Hayatım boyumca unutamadığım birkaç fotoğraf vardır.

Bunlardan biri de rahmetli Adnan Menderes’in “idam” sehpasında ki o son bakışıdır.

Dolayısıyla her yılın 17 Eylül’ünde “medyada” o fotoğrafı gördüğümde hep hüzünlenirim.

Bu memlekete hizmet etmiş bir Başbakan’ın alçakça, adice ve bu kadar sudan sebeplerle “idam” edilmesini içime hiç sindiremem.

Hazmetmek de mümkün değil…!

***

Gerçi o fotoğraf çekildiğinde ben daha hayatta değildim.

Ancak 1960 İhtilali ve “Yassıada” duruşmalarının hem “ses kayıtlarını” dinledim hem de “tutanaklarını” okudum.

Bu kadar mesnetsiz ve daha başlamadan alınmış bir karar üzerine kurulmuş mahkeme daha görmedim.

Bu kayıtlar ve belgeler halen daha mevcut.

Adnan Menderes’e karşı biraz sevgisi ve saygısı olanların bu belgelere mutlaka ulaşmalarını tavsiye ederim…!

***

Rahmetli Adnan Menderes ile ilgili söylenecek çok şey var.

Bu memlekete yaptığı hizmetleri anlata anlata bitiremeyiz.

Ancak Adnan Menderes’in Başkan olur olmaz Fransa’ya yaptığı bir ziyaret var ki;

Bu ziyaret sırasında yaşananlar halen daha tüylerimi diken diken eder.

Benim de “Tarih ve Medeniyet Dergisi, Sayı: 2” de okuduğum bu ziyaretle ilgili yaşananları Adnan Menderes’in anısına sizlerle paylaşmak istiyorum.

Belki bilen, okuyan vardır.

Biz bilmeyenler için köşemize almış olalım…;

***

1952’de Başbakan Adnan Menderes, Fransa ziyaretindedir.

Resmi görüşmelerden sonra, elçimize sorar;

- Fransa’da Osmanoğulları Hânedânı’na mensup hanım sultanlardan kaç kişi var ve ne iş yapıyorlar?

Elçinin cevabı manidardır;

- Bilmiyorum.

Bunun üzerine Menderes şu emri verir;

- Dönüşümü bir gün erteliyorum.

- Bana bu malumatı hazırlayıp getirin…!

***

Elçilik mensupları, Fransa istihbaratının da yardımı ile ertesi günü istenen listeyi Başbakana takdim ederler.

Menderes bu listeyi hüzünle okur yurda döner.

Zamanın Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’a gezi hakkında bilgi verdikten sonra der ki;

- Efendim;

- Türklerin Hakanı.

- Müslümanların Halifesi ve Osmanlı Devleti’nin Padişahı sıfatı ile bizi 622 yıl idare etmiş bir ailenin hanım mensupları şu listede görüldüğü gibi.

- Birçoğu, Fransa Ordusu’nda bulaşıkçılık yapmaktadır.

- Bu hepimiz için yüzkarasıdır.

- Hiç değilse, hanedanın hanım mensuplarını yurda kabul edelim.

- Ama bunu da, çok görürsek, bizim ordumuzda bulaşıkçılık yapsınlar.

***

Celâl Bayar bu teklifi şu cümlelerle reddeder;

- Hayır

- Müsaade edemem!

Bunun üzerine Adnan Menderes, masanın üzerinden bir kâğıt alıp bir şeyler yazar ve bırakıp;

- Müsaadenizle efendim.

- Diyerek odadan ayrılır.

Az sonra, Celâl Bayar kağıdı alıp okuduğunda, şoke olup şaşırır ve telaşa düşer.

Bu kağıt Menderes’in Başbakanlıktan istifa dilekçesidir.

Araya, Muş Milletvekili Gıyaseddin Emre’nin de olduğu milletvekilleri ve bakanlar girer ve Menderes’i istifadan vazgeçirirler.

Fakat 1952’de Osmanoğullarının kadın mensupları da bir kanunla Türkiye’ye kabul edilir…!