Özellikle yerel siyasetçive bürokratlarımız adına “bizi eleştirin ki, yanlışımızı görelim” ifadesi dünyanın en “yalan” kelimesidir.Her fırsatta bizim yerel siyasetçiler ve bürokratlar bunu dile getirirler ama en ufak bir “eleştiriye” bile tahammül edemezl

Özellikle yerel siyasetçive bürokratlarımız adına “bizi eleştirin ki, yanlışımızı görelim” ifadesi dünyanın en “yalan” kelimesidir.

Her fırsatta bizim yerel siyasetçiler ve bürokratlar bunu dile getirirler ama en ufak bir “eleştiriye” bile tahammül edemezler.

Hatta “eleştirdiğin” andan itibaren de senden kötüsü olmaz. Başlarlar arkanızdan saydırmaya. Hatta sizi olmadık suçlarla “itham” bile ederler…

Kimse kusura bakmasın. Öyle “bizi eleştirin ki, yanlışımızı görelim” demekle bu işler olmuyor.

Gerçekten samimiyseniz herkesimden gelen “eleştirilere” katlanacaksınız. En azından yapılan “eleştiriyi” dinleme tahammülü göstereceksiniz.

Hem “bizi eleştirin” deyip sonrada “beni kimse eleştiremez” diye “kibirlenmek”, kalbinde zerre kadar “imanı” olan birine yakışmaz.

Hele ki “eleştiri” yapan herkesi bir “menfaat” beklentisi içine sokup karalamaya kalkmak “Müslüman’ım” diyen bir yöneticiye hiç yakışmaz…

Kimseye akıl verecek değilim. Zira önümüzde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi “harika” bir örnek var.

Kendisi hakkında yapılan “eleştiri” ile “hakaret” arasına “nefis” bir çizgi çizmiş. Bundan da asla taviz vermiyor. Bu yüzden de kimse O’nu yıkamıyor.

Yapılan “eleştirilere” makul davranırken işi “hakaret” boyutuna vardıranlarla mücadelesini asla geri adım atmadan her alanda yapıyor. Tavrını da net koyuyor…

Maalesef bazılarıbunu bir türlü beceremedi. Düne kadar arkalarından ve yüzlerine edilmedik “hakaret” bırakmayanlarla ilk fırsatta kol kola oldular.

Bırakın “hakareti” zamanında ağız dolusu “küfür” edenlerle, sanki hiçbir şey olmamış gibi yan yana fotoğraf verdiler. İnsan da biraz “onur” olur ya.

Her şey her seçimde yeniden seçilmek mi? Veya ölünceye kadar o bürokrat koltuğunu korumak mı? Bir gün istesen de istemesen de bırakıp gideceksin.

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan; “İnsan bir kere ölür.” Öyleyse makam ve mevki uğruna “her gün ölmeyi”tercih etmek niye…?

Yok, falanca bu ismi “silmiş.” Vay efendim öteki bunu “çizmiş.”N’oluyoruz ya? Sen beni veya bir başkasını “silsen” n’olur “silmesen” n’olur?

Sen bak bu “Kâinatın Yaratıcısı” seni “silmesin.” Gerisi fasa-fiso! İnsanlara bu dünyada “makam” bahşeden, “rızık” veren yer bellidir. Sen sadece bir aracısın.

İstediğin kadar “koltuğumu koruyacağım” diye sağa, sola “eğil, bükül.” Hatta “her gün öl.” Sonuçta “nasipsiz dayak bile yenmeyeceğini” bil…

Madem bu makamlara talip oldunuz o halde “eleştiriye” açık olun. Kaldı ki, “bizi eleştirin ki, yanlışımızı görelim” diyende sizsiniz.

O halde her “eleştiri”sonrası kulak çınlatmayın. Siz asıl dün arkanızdan küfredip, olmadık “hakaretler” edenlerle bugün nasıl yüz yüze bakabildiğinizi sorgulayın.

Bazıları“her gün ölmeye” alışık olabilir ama biz değiliz. Öleceksekde “bir kere ve ayakta ölürüz.” Günahıyla sevabıyla bizde “tolerans sıfır!” İlgililere duyurulur…