Döviz kurlarının artışı ithal mallara yansıyabilir ama yerli üretim mallarına nasıl yansıyor onu anlamış değilim…

Bazı temel gıda maddelerine ve kırtasiye malzemelerine yaklaşılmaz oldu…

Kağıt üretimi Türkiye’de yapılmıyor mu?

Yapılıyor…

Diyelim ki, kağıt üretiminde petrol kullanılıyor…

Petrolde artış döviz kurlarının yarısının yarısı kadar oldu…

Nasıl oluyor da kırtasiye malzemesi olan kağıtta yüzde 300’lere kadar artış oluyor?

Ya temizlik malzemesi olan kağıtlar?

Onlara da yüzde 100’ün üzerine zam yapıldı…

Ya şu özel şirketlerin su satışlarına ne demeli?

Bir anda bardak sulara yüzde 200 zam yapıldı…

Suyu Amerika’dan mı getiriyorsunuz?

Ya da dolarla mı su ithal ediyorsunuz?

El insaf…

Temel gıda ihtiyacı olan una da zam yapıldı…

Daha geçen gün…

TMO açıkladı…

Türkiye’de bir yılda 21 milyon 600 bin ton buğday üretilmektedir…

Bir yılda Türkiye nüfusunun tükettiği un miktarı 20 milyon civarında…

Ayrıca…

Bir milyon 600 bin ton fazla veriyor…

Şimdi sormak gerek…

Una neden zam yapıldı?

Diyecekler ki, petrole zam yapıldı…

Petrole yapılan zam una yapılan zamdan daha az…

Kaldı ki destekleme alıyor çiftçi…

Yani mazot desteği…

Demem o ki ithal mallara zam olabilir…

Zira döviz üzerinden alış veriş yapılıyor dış dünya ile…

Ancak yerli üretim mallarına zam yapmak bu hükümete ve millete darbe vurmaya kalkan iş adamlarının işidir…

Onun ötesinde yerli bildiğimiz hükümet karşıtı dışa bağımlı iş adamlarının bu zamlarla vatandaşı hükümete karşı kışkırtma çabasıdır…

İktidarın yetkilileri bu simsarlara sadece sözlü uyarı değil yasal anlamda da gerekenin geç olmadan (bazı unsurlarda harekete geçildi) yapılması için harekete geçmelidir…

Yoksa işin ucu kötüye doğru gitmektedir…

Cep yanarsa kimsenin kimseye sevgisinden dolayı olan bağlılığı uzun süre devam etmez…

Sağlıcakla kalın…