Seçime neredeyse saatler kala “hainler” yine yapacağını yaptı ve devletin sırlarını kayıt altına alarak sosyal medyada “deşifre” etti.Suriye konusunda “çok gizli” yapılan görüşmeyi “ortam dinlemesi” sayesinde kaydedip ortalığa saçtılar.Tabi bu duruma en s

Seçime neredeyse saatler kala “hainler” yine yapacağını yaptı ve devletin sırlarını kayıt altına alarak sosyal medyada “deşifre” etti.

Suriye konusunda “çok gizli” yapılan görüşmeyi “ortam dinlemesi” sayesinde kaydedip ortalığa saçtılar.

Tabi bu duruma en sert tepkiyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi. Aklıselim yazarlar ve gazeteciler de en şiddetli tepkiyi dile getirdi.

Elbette “paralel yapının” medya organları aksi bir tavır içine girip bir “zil takıp” oynamadıkları kaldı…

He halde dünya üzerinde bizde ki kadar kendi ülkesine “hainlik” yapan insanlar yoktur. Varsa da bizimkilerin ellerine su dökemezler.

Vatanını, milletini, kendi çıkarları uğruna “iktidar” hırsı adına, dünyaya satan alçaklar bir tek bizim ülkemizde yetişir.

Bu kadar “hain” bu denli “alçak” insanlar bu vatan topraklarında nasıl bir araya geldi doğrusu şaşıyorum…

Sahi nedir bu “paralel yapı” ve onlarla iş birliği içinde hareket eden CHP ile MHP’nin derdi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin başında olmasın. Peki, ne olsun? Başbakan olmasında ne olursa olsun.

Ülkeyi “paralelciler” şantajla, tehditle yönetsin. Bir tanede “paralelcilerin” kuklası Başbakan buldular mı tamam. Peki ya sonra…?

Sonrasını düşünen yok. Daha doğrusu bu devletin başına gelecekler ve ülkede yaşayan kalender, “can insanları” umursayan yok.

Zaten onlara göre bu milletin yüzde 50’den fazlası “bidon kafalı” ve “ciğeri beş para etmeyeninsanlar” değil mi? Hatta “Köylü, cahil cühela” değil mi?

Ellerine fırsat geçse, hepimizi “gaz odasına” doldurup sonra “sabun yaparlarda” dönüp utanmadan birde, “bu milletten sabun bile olmadı” diye konuşurlar…

İşte böyle bir ortamda Türkiye seçime gidiyor. Bu seçim Başbakan’ın da dediği gibi artık bir “istiklal mücadelesi” halini aldı.

Millet olarak ya bu “istiklal mücadelesini” kazanacağız, ya da, “bidon kafalı” ve “ciğeri beş para etmeyen, köylü, cühela” olarak horlanmaya devam edeceğiz.

Gerçi, horlayıp “aşağıladıkları” bu insanlardan “sabun olacağına” inansalar bundan da çekinmezler. Ama bunlar bizden “sabun” bile olacağına inanmıyorlar…

Evet, pazar günü “istiklal mücadelesi” konumuna dönüşen bir seçim yapılacak. Ben inanıyorum ki millet bu “istiklal mücadelesinden” yine galip çıkacak.

Ben CHP ve özellikle de MHP’li seçmenin ülkeyi karıştıran bu “hainler” ve “alçaklar” karşısında “istiklal mücadelesine” destek vereceklerine inanıyorum.

Ülkenin mahrem bilgilerini yabancı devletlere “satan”, vatana “hainlik” yapan, “alçaklık” eden bu “paralel yapının” oyununa aklıselim insanlar gelmeyecektir.

Zira “söz konusu vatansa CHP ve MHP teferruattır.” İşte bugün de o gündür. Gün “istiklal mücadelesine” destek olma günüdür…