ODAK VE KAYNAK 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizin Güneydoğu kesiminde meydana gelen iki yıkıcı depremin ardından Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Murat Utkucu bir değerlendirme yaptı. Depremin Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) boyunca, Maraş Sismik Boşluğu olarak bilinen belirgin bir sismik boşluk içinde veya yakınında meydana geldiğini söyleyen Prof. Dr. Utkucu birçok artçı depremin bölgede etkisini sürdürdüğünü aktardı. Depremin olduğu bölgeden gelen ilk raporların ağır hasar ve can kayıplarına işaret ettiğini belirten Prof. Dr. Utkucu meydana gelen güncel deprem silsilesindeki büyük depremlerin çeşitli sismoloji enstitüleri tarafından hesaplanan odak ve kaynak parametreleri ile verildiğini söyledi. GERİLİM ETKİLEŞİMLERİ DAFZ ve Kuzey Anadolu Fay Zonunun (KAFZ), Anadolu Levhasının batıya doğru hareketini üstlenen ve sıklıkla büyük yıkıcı depremler oluşturan kıtasal doğrultu atımlı faylar olarak tanımlayan Prof. Dr. Utkucu, DAFZ tarihsel depremsellik çalışmaların 19. yüzyıldaki faaliyetine kıyasla 20. yüzyılda görece durgunluk içinde olduğunu ifade etti. Son zamanlarda meydana gelen 2003 Bingöl, 2010 Başyurt ve 2020 Sivrice-Doğanyol depremleri ve günümüzde meydana gelen 2023 Gaziantep ve Elbistan depremlerinde fayın 21. yüzyılda çok daha faal olduğunu belirten Prof. Dr. Utkucu, değerlendirmesinde 2023 depremlerinin Coulomb gerilimi geri planı ve bu depremlerin geçmişteki depremlerle gerilim etkileşimlerini inceledi. TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİDİR Prof. Dr. Utkucu değerlendirmesinde, meydana gelen depremlerin büyüklükleri, etki alanları ve sosyoekonomik hayatta oluşturduğu kesinti ve tarihte de bu şekilde peş peşe büyük depremlerin meydana gelmiş olması Türkiye’de deprem tehlikesinin büyüklüğünü ortaya koyduğu gibi yıllardır pek çok yerbilimci tarafından dile getirilen “Türkiye bir deprem ülkesidir” gerçeğinin de önemli bir kanıtı olduğunu ortaya koydu.