Bayram öncesi bir bayan okurum aradı. Aslen Sakaryalı olup İstanbul’da oturduğunu söyledi.Bizi de Adapazarı’ndan haberdar olmak adına her gün takip ettiğini belirterek başladı sorununu anlatmaya. O anlattıkça ben konudan uzak durmaya çalıştım.Ancak işin i

Bayram öncesi bir bayan okurum aradı. Aslen Sakaryalı olup İstanbul’da oturduğunu söyledi.

Bizi de Adapazarı’ndan haberdar olmak adına her gün takip ettiğini belirterek başladı sorununu anlatmaya. O anlattıkça ben konudan uzak durmaya çalıştım.

Ancak işin içine bende girip olup bitene şahit olunca daha fazla kaçmayıp konuyu köşeme taşımaya karar verdim…

Mesele şu; arayan bayan, Bayram öncesi Adapazarı’nda yalnız yaşayan yakınını kaybetmiş. İstanbul’dan gelip defin işleri bittikten sonra da evi boşaltmaya başlamış.

Vasiyet üzerine evdeki bütün eşyaları bir araya toplayıp sonrada bütün bunları nereye vereyim diye de düşünmeye başlamış.

Tabi birçok yardım kuruluşu var ama bu okuyucumun aklına Sakarya’nın bir hayır kuruluşu olarak SAKVA gelmiş…

Bunun üzerine SAKVA’yı arayıp karşısındaki kişiye bir ev dolusu eşyası bulunduğunu ve bunları gelip almalarını istemiş.

Telefona çıkan yetkili, okuyucumuza “neler var” diye sormuş. Okuyucumuz da “giyimden battaniyeye, ev eşyalarına, sobaya kadar her şey var” diye cevap vermiş.

Ancak telefonda görüştüğü SAKVA yetkilisinin verdiği cevap “bizim aracımız yok siz getirin” olmuş.

Bunun üzerine bayan okuyucumuz kendisinin getirmesinin mümkün olmadığını söyleyince bu defa da “daha sonra bakarız” diye bir cevap almış.

Bayan okuyucumuz bu defa da kendisinin cenaze için geldiğini iki gün sonra İstanbul’a döneceğini söylese de bir sonuç alamamış…

İşin tamda bu noktasında devreye biz girdik. Üşenmeyip bu okuyucumun yanına gittik. Kendisine SAKVA’yı bir de benim yanımdan aramasını istedim.

Tekrar arayıp telefonlarına çıkan olmayınca, bizde ismi bende saklı Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nde ki bir Daire Başkanı’nı aradım.

Sağ olsun kendisi bizi önce bir dinledi ve daha sonra da telefonunu ilgili bayana vermemi ve kendisini aramasını istedi.

Bende aynen öyle yaptım. Bu Daire Müdürü’nün telefonunu bayan okuyucuma verdim ve kendisiyle ilgilenileceğini söyleyip ayrıldım.

Aradan bir saat bile geçmemişti ki bu bayan okuyucum aradı ve “Mustafa bey ben bu beyefendiyi arıyorum her defasında toplantıdayım diye mesaj atıyor” dedi…

Yazık, kadıncağız bir ev dolusu eşya verecek belki de kış üstü bir garibanın yarasına melhem olacakken SAKVA’nın bu tutumu hiç şık olmadı.

İşin en üzücü tarafı ise bu bayan okuyucumun, “herhalde evi versem hemen gelirlerdi” diye manidar bir laf etmesi oldu.

Bu laf gerçekten SAKVA’nın bu şehirdeki çok önemli bir hayır kuruluşu olduğunu bilen biri olarak beni rahatsız etti.

İşte bu yüzden konuyu köşeme taşıdım. İstedim ki bana, “SAKVA’da ekâbir olmuş” diye bu yazıyı yazdıranlar utansın. Tabi yüzleri varsa…