Sakarya Üniversitesinin her geçen yıl öğretimde daha da yukarılara çıktığını belirterek, 70. sıradan 34’üncü sıraya yükseldiğini belirten Elmas hoca; sistem değişikliğinden de geniş manada bahsetti…
Rektör Elmas…
Başkanlı sistemi ile ilgili Üniversite olarak bir rapor hazırlayacaklarını özenle söyledi…
Mevcut sistemle ülkenin ve kurumların sıçrama yapmasının zor olacağının altını da kalın çizgi ile çizdi…
YÖK’ün Üniversitelere bakışının farklı olduğunu, buna rağmen yüksek öğretimde kurumlarının çok iyi bir noktaya doğru gittiğini…
Diş Fakültesini Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa yapma düşüncelerinin olduğunu, zira bakanlığın bu konuya sıcak bakmaması üzerine de kapalı spor salonu yanında bulunan Yüksekokul binasını Diş fakültesine dönüştüreceklerine de değindi…
Sakarya İlinin dört tane daha Üniversiteyi kaldıracak kapasitede olduğunu, şehrin coğrafi yapısından dolayı İstanbul’dan ilimize yüksek eğitimin kaymaya başlaması ve ilin hızla göç alarak nüfusunun çoğalmasının da bir etken olduğunu…
Daha doğrusu, eğitim alanları için öğrencinin okula gidebileceği en iyi ortamın doğallık açısından, Sakarya’nın ziyadesiyle uygun olduğunu…
Gelecek yıl Üniversitedeki öğrenci sayısının 86 binden 96 bine çıkacağını…
Bu sayıya rağmen, en iyi eğitimi vermeye gayret ettiklerini…
Ortalama 40 öğrenci başına bir akademisyenin düştüğünü, fakat ODTÜ gibi Üniversitelerde ise bu sayının düştüğünü ve 15 öğrenci başına bir akademisyenin eğitim verdiğini…
Yabancı uyruklu, ERASMUS dahil öğrenci sayılarının 5 bine yaklaştığını…
Bu sayının daha da artacağını…
Deney laboratuvarı kurduklarını…
Bilimsel çalışmalarda artışın hızlandığını…
Kurumlarına verilen paranın akademisyenlerin daha iyi eğitim verebilmeleri için yurt dışına göndermede çok esnek davrandıklarını vesaire anlattı…
Bu arada şunu da belirteyim…
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir de toplantıda Tıp Fakültesi ile ilgili önemli bilgiler verdi…
Ve kendisine de bir soru sordum…
“Çocuk nöroloğu ne zaman ilimize gelecek, böyle bir çalışmanız var mı” diye…
Ramazan hocanın verdiği cevap şu oldu; “Çocuk nöroloğu doktoru ülkemizde çok fazla yok, sınırlı sayıdadır. Birkaç görüşmelerimiz oldu ama fakültemize getiremedik. Çünkü genelde bu alanda uzman olan hekimler özeli tercih ediyor. Biz de yeni mezun ettiğimiz öğrencilerden bazılarına başka üniversitelerin Tıp Fakültelerinde bu alanda eğitim aldırıyoruz. Bir aksilik çıkmazsa bu eğitimi alan mezunlarımızdan çocuk nöroloğu uzmanı olanlar, bir yıl sonra hizmet veremeye başlayacak” dedi…
Son söz…
Yazım biraz haber tarzı gibi oldu…
Nihayetinde köşe yazarları bir bilgiyi aktarmaya aracı olan kişilerdir…
Unutmadan…
Basın toplantısında tertip ve düzen güzeldi…
Bu tür toplantıları düzenleyenler hep perde arkasında kalır…
Üniversitenin basın bürosu, başta basın koordinatörü Nilüfer Pekşen ve çalışma arkadaşları her şeyi iyi düşünmüş ve ona göre hazırlıklarını iyi yapmış…
Bunu da belirttikten sonra…
Noktayı koymadan bir çift söz de Muzaffer Hoca için söyleyeyim…
Sakarya Üniversitesinin çok daha iyi yerlere gelmesi adına gerçekten çok çalışıyor, hizmetleri bu çalışmalarını tasdik ediyor, onaylıyor…
Yarın görüşmek üzere…
Sağlıcakla kalın…
