Dün Türk Polis teşkilatının 173’ncü yıl dönümü kutlamasının son günüydü…

Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve polis teşkilatında çalışanların 173’üncü yıl dönümünü kutlar, kazasız ve belasız bir görev yılı daha geçirmelerini temenni ederim…  

Dört gün süren kutlamalar dün sona erdi…

Kutsal bir meslek olan polislikte, polisler her zaman suçlularla, kötü olaylarla, kavgalarla karşı karşıya kalırlar...

Normal bir insan böyle bir ortamda ya da kargaşada bulunmak istemezken polisler daima bunun gibi tehlikeli ve hoş olmayan olayların içinde olurlar, mesleği gereği...

Biz evlerimizde güven içinde uyurken, onlar herhangi bir olay ihtimaline karşı 24 saat tetiktedirler... Böylesine ağır bir görev yükü altındayken bile oldukça anlayışlı ve sevecen davranışlar sergileyen polisler, vatandaşımız için oldukça önemli bir görevi ifa etmektedirler...

Bu yorucu ve yoğun meslek hayatlarında onların da insan olduğunu asla unutmamak gerekir...

Makaleme polis teşkilatının tarihçesinden başlayarak bu günlere kadar geçirdiği evrimlerle devam edelim…

Türk Emniyet Teşkilatı açısından 1845 tarihi önemli bir noktadır. Bu tarihe kadar zabıta olarak bilinen ve tanınan teşkilat; 10 Nisan 1845’ten (12 Rebiü’l Evvel 1261) itibaren polis adını almış ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.

Yeniçeri ocağının ortadan kaldırılmasından sonra, başkentte ve eyaletlerde zabıta hizmetleri geçmişe kıyaslanmayacak derecede gelişmesine rağmen; bu hizmetler karışık ve ayrı ayrı kurumlara bağlı olarak yürütülmekteydi. Teşkilat ve yürütme alanındaki bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla ilk defa 10 Nisan 1845’te İstanbul’da ilk polis teşkilatı kurulmuş, görevleri de yine aynı tarihte yayımlanan Polis Nizamnamesinde belirtilmiş ve bu durum yabancı elçiliklere de bir yazı ile bildirilmiştir. Bu nizamnamede polis teşkilatının kuruluş amacı, belde güvenliğini sağlamak olarak belirtilmiştir. Her ne kadar bu çalışmalar yapılmışsa da, karışıklık devam etmiş, İstanbul’da polis hizmeti; Yeniçeri Ağası yerine geçen Serasker, İhtisap Ağası ve Polis adını taşıyan teşkilatlar tarafından yürütülmüştür. Taşrada ise güvenlik hizmetleri, Sipahilerden oluşan zaptiyelerle ve Asakir-i Mansure alaylarıyla yürütülmüştür.

Polis kelimesi, Yunanca ve Latince olan bir kelimedir. Yunanca ve Latince de kullanılan politika kelimelerinden türemiştir. Eski Yunanlılar kendi şehir devletlerine polis ismini vermişlerdir. Polis kelimesi anlam olarak, kuruluşu bulunduğu yerde kamu düzen ve güvenliğini koruyan, yasaların adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını sağlayan teşkilat, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla yükümlü kişiler anlamında kullanılmıştır. Polis kelimesinin yerine emniyet deyiminin kullanıldığı da olur.

Polis görevi itibariyle; asayişi, amme, şahıs tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini koruyan, halkın ırz can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin Eden, yardım isteyenlere, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet Eden, kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği vazifeleri yapan silahlı icra ve inzibat kuvvetidir. Genel olarak polis, bir ülkenin sükun, güvenlik ve düzenini sağlamak ve korumakla görevlidir. Bunu yerine getirirken önceden belirlenmiş müeyyidelere uymakla yükümlü ve hükümet tarafından alınan ve yerine getirilmesi istenen kararların icrasını sağlamakla görevlidir. Osmanlının son dönemlerinde, polis teşkilatı kurulduktan sonra belirli bazı dönemlerde inceleyebiliriz. Bu dönemlerde gelişerek bir hayli yol kat etmiş ve polis teşkilatının bugünkü durumuna gelmesine yardımcı olmuştur.

Bu dönemler, Zaptiye Müşirliği Dönemi (1846-1879) Zaptiye Müşirliği, yalnız zabıta işleriyle uğraşmak üzere kurulmuş, yeni bir teşkilat niteliği taşımaktadır. 1846 yılında yayımlanan bir genelge ile polis hizmetlerinin Serasker tarafından yönetilmesinin askerlerin asıl görevlerini aksattığı belirtilerek, yalnızca polis hizmetlerini yürütmek üzere ve seraskerlikten bağımsız olarak, Zaptiye Müşirliği, Zaptiye Müşir Yardımcılığı ve emniyet hizmetleriyle ilgili kanunları hazırlamak için Zaptiye Meclisi kurulmuştur. Ancak kısa bir süre sonra da, Zaptiye Meclisi kaldırılmış ve yerine “Divan-ı Zaptiye” ve “Meclis-i Tahkik” kurulmuştur. İstanbul ve Eyaletlerin emniyet işleri, Zaptiye Müşiriyetince yürütülmüş ve bu makam gerek teftiş memurlarıyla, ikinci defa olarak 1867’de kurulmaya girişilen polis teşkilatının ve gerekse jandarma teşkilatının bağlı olduğu tek yer olmuştur. Bu dönem 1879 yılına Kadar devam etmiş ve Zaptiye Müşiriyeti kaldırılmış, yerine görevi sadece polis işlerini içeren, Zaptiye Nezareti kurulmuştur. Yani, polis ve jandarma bir daha birleşmemek ve tek elden yönetilmemek üzere ayrılmışlardır.

Zaptiye Nezareti Dönemi (1879-1909) 1876 yılındaki Tanzimat ve Islahat hareketleri çerçevesinde, Avrupa’daki gibi bir polis teşkilatı kurulmasına, I.Meşrutiyet’in ilanından sonra oluşan hükümet programında yer verilmiş ve 1879 yılında Zaptiye Nezareti kurulmuştur. illerde kurulmaya başlanan polis teşkilatını idareyle görevlendiri­len Zaptiye Nezareti’nin oluşturulmasıyla, diğer taraftan kaldırılmış Zaptiye Müşiriyeti’nin emrindeki Asakir-i Zaptiye’nin, Zaptiye Nezaretine bağlanmayarak, Jandarma Dairesi kanalıyla doğrudan doğruya Seraskerliğe bağlanmasıyla başlar. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Zaptiye Nezareti’nin ortadan kaldırılıp yerini Emniyet Umum Müdürlüğü’ne bıraktığı Hicri 17 Recep 1327 (22 Temmuz 1909-Miladi) tarihine kadar devam eder.

1-İstanbul Polis Teşkilatı ve Bölgeleri İmparatorluk başkenti, İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve Beşiktaş Polis Memurluğu adları ile dört polis dairesine ve her polis dairesi de merkezlere ayrılmıştır. polis dairesi, bir polis müdürü ile bir başkan ve üyeden oluşan bir polis meclisi ve her merkez bir serkomiser tarafından yönetilmekteydi. Zamanla, meclislerin üye sayısı ve serkomiserlikler çoğaltıldı.1303 (1886) yılından sonra, İstanbul Polis Müdürlüğü dışındaki diğer müdürlüklerin “mutasarrıflık” adını aldığı, polis müdürüne mutasarrıf denildiği görülmekte ve 1316 (1898) tarihinde de İstanbul’da sivil polis teşkilatı kurulmuş.

2- illerde Polis Teşkilatının Kurulması 1311 (1894) senesinde 15 ilde polis teşkilatı kurulmuş ve her il polis dairesinin başına bir serkomiser getirilmiştir. Zaptiye Nezareti devrinin sonlarına doğru illerin çoğunluğunda polis müdürü veya serkomiserin yönetiminde polis teşkilatının kurulduğu görülmektedir.1845 yılında kurulan, 1907 yılına kadar hızla gelişen polis teşkilatının kanuni bir dayanağı yoktu.1907 yılına kadar, yürürlükteki ilkelere ve işin gereklerine uygun olarak ve daha önce yayımlanan talimat hükümleri çerçevesinde görev yapan polis kuruluşlarının teşkilatını ve uyguladığı hükümleri tek bir metin halinde toplayan ilk polis nizamnamesi, 19 Nisan 1907 (5 Rebiülevvel 1325) tarihinde yayımlanmıştır. İlk polis nizamnamesi 1913 yılına kadar devam etmiş. 1913 yılında yenilenen Polis Nizamnamesi, geçmişteki nizamnamenin bazı maddelerini yürürlükten kaldırmamış, bahse konu maddeler yeni çıkarılan nizamname ile birlikte uygulanır olmuştur.

Meşrutiyet Dönemi (1908-1920) 1909 tarihinde II. Meşrutiyetin ilanı üzerine, Fransız ve Alman polis teşkilatları esas alınarak zabıtada bir değişiklik yapılması ve ona göre yeniden teşkilatlandırılmasına karar verildi. Başlangıçta 1908’de Zaptiye Nezareti kaldırılmamış, aksine Bakanlığın başına yetenekli kişiler getirilerek yeniden düzenlenmesine çalışılmıştır.

Milli Polis Teşkilatının kurulduğu 24 Haziran 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin polisi olarak hizmet etmiştir. Bu tarihten sonrada, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiye’sinin kaldırıldığı 24 Şubat 1923 tarihine kadar biri İstanbul’da diğeri Ankara’da olmak üzere iki ayrı polis teşkilatı görev yapmıştır.

24 şubat 1923 tarihinden itibaren İstanbul Emniyeti Umumiye Müdüriyeti kaldırılmış, onun yerine günümüz Emniyet Genel Müdürlüğünün karşılığı olan Emniyeti Umumiye Müdüriyeti adı altında örgütlenmiştir. 29 ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte yeniden yapılanma dönemine girilmiştir.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiş ve yeni Türkiye Cumhuriyeti henüz teşkilat yapısını tam olarak kuramamış, güçsüz bir polis teşkilatı devralmıştır. Henüz Teşkilat Kanunu yoktur. Hizmetler, 1907 ve 1913 tarihli Polis Nizamnamesine göre yürütülmektedir. 14 Mayıs 1930 tarihinde Emniyeti Umumiye Müdürlüğü olan ismi, Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.

Polis Nizamnamesi polisin ihtiyaçları karşılamadığından, 30 Haziran 1932 tarih ve 2049 sayılı Polis Teşkilatı Kanunu çıkarılmıştır. Kanun 46 maddeden ibarettir. Polis teşkilatının kadro ve derecelerini, mesleğe girme, atama, yükselme, cezalandırma gibi konuları düzenlemiştir. 30 Haziran 1932 tarihli yasanın en önemli özelliği polis okullarının açılması ile Türk kadınının polis teşkilatına alınmasının sağlanmasıdır. Cumhuriyetle birlikte toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatta ilerlemeler olmuş, polisiye hizmetler artmıştır. Polisin görev ve yetkilerini düzenleyen yasanın günün şartlarına göre cevap verememesi üzerine yeni düzenlemelerin yapılması gereği duyulmuştur. 4 Haziran 1937 tarihinde, bugün yürürlükte bulunan ve Polisin teşkilat, kadro ve yönetim yapılanmasını düzenleyen 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu (ETK) yayımlanmıştır. 6 Kasım 1937 tarihinde, Polis okullarının yanı sıra orta ve yüksek kademe amir yetiştiren ve yüksek okul olan Polis Enstitüsü, Ankara’da açılmıştır. 1938-1939 öğretim yılında eğitime başlayan Polis Kolejinin açılışını sağlayan yasanın yayımlanma tarihi de bu döneme rastlamaktadır.1950 yılına gelinceye kadar her ilde Emniyet Müdürlüğü, gerek duyulan ilçelerde ise İlçe Emniyet Amirliği veya Emniyet Komiserliği teşkilatlanması bitirilmiştir. Ülkenin gelişmesine paralel olarak trafiğe çıkan araçların artması nedeniyle belediyeler tarafından yapılan trafik hizmetleri 11 Mayıs 1953 tarihinde çıkarılan 6085 sayılı Karayolları Trafik Yasası ile polise verilmiştir. Günün koşullarına göre yeniden düzenlenen yasa 13 Ekim 1983 tarihinde, 2918 sayılı yasa ile yenilenerek yürürlüğe girmiştir. Toplumsal olayların gündeme gelmesiyle 15 temmuz 1965 tarihinde, 654 sayılı Toplum Zabıtası Kurulması Hakkında Kanunla Toplum Polisi birimleri oluşturulmuştur. Daha sonra 11 Ağustos 1982 tarih ve 2696 sayılı “3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununa 7 ek Madde Eklenmesine Dair Kanun”la Toplum Zabıtasının yerine ÇEVİK KUVVET birimlerinin kuruluşuna geçilmiştir. Böylece Toplum Zabıtasının adı Çevik Kuvvet olarak değiştirilmiştir.

2559 sayılı Polis Görev ve Yetki Yasasında 16 Haziran 1985 tarih ve 3233 sayılı yasa ile yapılan değişikliklerle Polis Teşkilatında, Özel Harekat birimlerinin kurulması gerçekleştirilmiştir. 14 Temmuz 1993 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Özel Harekat Dairesi Başkanlığı tesis edilmiştir. 7 Ocak 1993 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatına bağlı Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı kurulmuştur. Zamanla diğer teşkilatlarda olduğu gibi polis teşkilatında da yeniden düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Belirli nedenlerden bir veya birkaçının ortaya çıkması sonucu, bir teşkilatta yeniden yapılanma, düzenleme veya reorganizasyon yapma ihtiyacı duyulur.

Türk Polis Teşkilatında tarihsel süreç içerisinde zamanla yeniden yapılanmayı gerektiren nedenleri şöyle sıralamak mümkündür.

1) Teknolojik gelişmeler.

2) Toplumun sosyoekonomik ve politik olarak yapısal değişikliğe uğraması.

3) Nüfus hareketleri.

4) Suç ve suçluların tür, sayı ve nitelik olarak değişmesi.

5) Polisin görevlerinin tür ve özellik olarak değişmesi.

6) Çeşitli nedenlerle polisin etkinlik ve verimliliğinin düşmesi.

7) Halkın polisten beklentilerinin değişmesi.

8) Polisin genel politikalarındaki değişiklik.

9) Yeni yasalarla polise daha çok görevler verilmesi.

10 Çağın gelişen koşullarına göre daha etkin ve verimli çalışmayı sağlamak.

11 Gelişmiş ülkelerin polisiye uygulamalarına ve Avrupa Birliğine uyum sağlamak.

Bugünkü haliyle 1930'larda kuruluşu gerçekleştirilen Emniyet Teşkilatında köklü değişiklikler yapma çalışmalarına 1970'lerde başlandı. Çünkü geçen 30-40 yıllık dönem içinde ülke genelinde sosyoekonomik ve politik gelişmeler ve değişmeler yaşanmış; buna paralel olarak ve bu değişime ayak uydurabilmek amacıyla, polisin merkez ve taşra teşkilatlarında da değişme ve yeniden düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

12 Eylül 1980'den sonra, emniyet teşkilatında büyük değişiklikler ve yenilikler yaparak teşkilatın modernizasyonu ve yeniden düzenlenmesi yolunda çalışmalara girişmek ve eksiklik ve boşluk görülen bir çok alanda gerekli mevzuat düzenlemesi yapılmak istendi. Bu gelişme, 12 Eylül harekatı sonunda ülke çapında yapılan idari reformun bir parçasıydı. Genel idare içinde İçişleri Bakanlığı'nın yapısı da tamamen yenilendi ve tüm bağlı kuruluşlar gibi Emniyet Genel Müdürlüğü de buna uydu. Bu amaçla, 1981 yılında teşkilat yapısı ve yönetim sistemi olarak bugünkü teşkilatın temeli atıldı. 1981 yılında hazırlanan ve 1982'de tekrar gözden geçirilerek yürürlüğe konan Emniyet, Teşkilat, Malzeme, Kadro (TMK)planları ile merkez teşkilatı ve bağlı kuruluşları yeniden yapılandı. 13.12.1983 gün ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bu yeni düzenlemeler paralelinde teşkilata yeniden bir şekil verildi.

Bundan sonra, 1988 ve 1993 yıllarında bilhassa merkez teşkilatındaki birimlerin birbirleriyle bağlantılarının yeniden gözden geçirilmesi ve daha sonraki yıllarda daha küçük çaplı değişiklikler ve eklemelerin yapılması ile teşkilatın bugünkü durumu ortaya çıktı.1996 yılında, Karayolları Trafik Kanunu ve Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesine dair kanun ile Trafik Hizmetleri Başkanlığı kurularak, buna bağlı trafikten sorumlu üç ayrı Daire Başkanlığı oluşturulmuştur.

Taşra teşkilatında görülen başlıca değişikliklere veya kurulan yeni birimlere örnek olarak şunlar sayılabilir.

1) Motosikletli asayiş ekibi olarak “Yunuslar”.2) Motosikletli trafik ekibi olarak “Şahinler”.3) Otoyol Polisi. 4) Okul Polisi. 5) Deniz Polisi.6) Su Altı Polisi(Balık adam).7) Turizm Polisi 8) Atlı Polis 9) Değişen şartlara göre taşra teşkilatını oluşturan birimlere bağlı olarak kurulan yeni şube müdürlükleri.10) Polis Merkezi Birimleri.11) Bisikletli asayiş timleri.

Sağlıcakla kalın…