Son günlerde ardı ardına yaşanan küçük çocukların başına gelenler üzerine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’dan bir açıklama geldi.Ayşenur İslam yaptığı açıklamanın bir bölümünde “çocuklara çığlık atmasını öğretmek lazım” deyince “sosyal me
Son günlerde ardı ardına yaşanan küçük çocukların başına gelenler üzerine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’dan bir açıklama geldi.
Ayşenur İslam yaptığı açıklamanın bir bölümünde “çocuklara çığlık atmasını öğretmek lazım” deyince “sosyal medyada” günün konusu oldu.
Ortaya da, nerden baktığınıza ve nerede durduğunuza göre değişen çeşitli yorumlar çıktı. Kimi Ayşenur İslam’ı eleştirirken kimileri de destek oldu.
Her iki eleştirilerde bana, Nasrettin Hoca’nın her iki tarafa da,“sende haklısın, sende haklısın”dediği fıkrasını getirdi…
Konuya Ayşenur İslam cephesinden bakacak olursak, bacak kadar çocukları bu kadar sorumsuzca ortada bırakmak gerçekten düşündürücü gözüküyor.
Biri babası evde uyurken evden çıkıp havuza düşüp boğuluyor, diğeri arkadaşıyla oynarken kuyuya düşüp ölüyor.
Bir diğeri de hiç tanımadığı veya birkaç kez gördüğü birisinin arabasına binip başına olmadık işler geliyor…
Bence aileler de biraz sorumluluğunu bilmeli. Çocuklara “çığlık atmayı” öğretirler mi bilemem ama yalnız başına kimseyle bir yere gidilmeyeceğini öğütlemeli.
Öyle sal çocuğu sokağa, sen git komşuya dedikoduya veya git evde “eşek” gibi yat uyu, sonra ah-vah et. Böyle analık, babalık yapmaya ne var?
Adı üstünde çocuk bu, hayatı bilmez, doğru- yanlış nedir anlamaz, iyiyi, kötüden ayırt etmeyi bilmez.
Onları dışarıdaki tehlikelerden koruyacak olan öncelikle anne ve babadır. Bu kadar ilgisiz ve alakasız olunursa çocuğun başına her şey gelir…
Öte yandan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’a tepki gösterenler açısından bakarsak onlarda haklı.
Çocuk bu. Bir şekerlemeye bile çok çabuk kanar. Alıp arabaya bindirildikten sonra “çığlık atsa” n’olur?
Sanki “beni kaçırıyorlar” anlamına gelen “şifreli bir çığlık” şekli mi var? Bütün çocukların bağırma ve ağlama şekli aynıdır.
Sonra ne bilelim o çocuğun yanındakilerin ebeveyni olmadığını? Ağlayıp, bağıran her çocuğun yanındaki insana“hop n’oluyor” denmez ki. Yersin bir araba sopayı o olur.
Unutmayın ki bu “iğrenç suçları işleyenler de bir zamanlar çocuktu.” Demek ki asıl mesele ailede başlıyor ve ailede bitiyor.
Siz çocuklarınızın içine öncelikle Allah korsunu yerleştiremediyseniz, dini bilgileri ve “güzel ahlakı” veremediyseniz bu yara her geçen gün büyüyerek karşımıza çıkar…
Netice itibariyle bu işin çözümü, Bakan Ayşenur İslam’ı acımasızca eleştirmekten geçmiyor. Öte yandan bu tür suçlar için “idam cezası” gelsin demek de çözüm olmuyor.
İşin temelinde galiba, “dünkü çocuklara” yani bize ve “bugünün çocuklarına” dini bilgileri ve “güzel ahlakı” iyi öğretemememiz yatıyor.
Yoksa bende sizlerle beraberim. Bu tür suçları işleyenler için “onları yükseğe asın” ki, ibreti alem için herkes kendine çeki düzen versin derim ama çözüm bu değil…
Next