Taraklı ilçesinde binbir emekle az sayıda usta tarafından üretilen şimşir kaşık, bakteri üretmemenin yanı sıra besin değerini düşürmeme özelliği ile de dikkat çekiyor. 

kasik_ustasi4
Bir zamanlar gözde meslekler arasında bulunan kaşık oymacılığı, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle kaybolmaya yüz tuttu. Coğrafi işarete sahip olan kaşığın üretimi ise ustaların orman işletmelerinden aldığı şimşir ağaçlarını kereste haline getirmesiyle başlıyor. Ağaçlar ıslatıldıktan sonra taslama nacağı ile ham odunlara kaşık taslağı veriliyor. Daha sonra kaşık keseri ile ‘iğnek’ adı verilen inceltme, oyma keseri ile de ‘keselleme’ adı verilen oyma işlemleri gerçekleştiriliyor. Son olarak da keresteler, ‘kaşık bıçağı’ adı verilen aparatla yontma yapılarak kaşık şeklini alıyor.
kasik_ustasi5
Çırak yetişmiyor
Taraklı ilçesine bağlı Alballar Mahallesi'nde yaşayan ve kendini bu meslekte son usta olarak gören 74 yaşındaki kaşık ustası Sabri Özşahin’in el emeği ile ürettiği, kaşık, çatal ve kepçe gibi ürünler Türkiye’nin birçok ilinin yanı sıra farklı ülkelere gönderiliyor. Yetiştirecek çırak bulunmadığını söyleyen Özşahin, “Mesleği dedemden öğrendim. 60 senedir de bu işi yapıyorum. Ancak artık çırak yetişmiyor çünkü herşel makine ile yapılıyor. Elle kaşık yapan kalmadı” dedi.

kasik_ustasi2
Elle oyarak yaptıkları tahta kaşıkların makinelerde yapılmasının pek de mümkün olmadığını söyleyen Özşahin, en iyi kaşığın zeytin ve şimşir ağacından yapıldığını dile getirdi.

kasik_ustasi3

“Teknolojiye direniyoruz”
Teknolojiye direnmeye çalıştıklarını belirten Özşahin, “Ben yemek yeme kaşığını 15 ile 20 lira arasında satıyorum. Makineyle yapan ise 1 liraya veriyor ve benden fazla kazanıyor. Makine üretiyor bin tane ben üretiyorum 5 tane, 10 tane. Bu sebeple teknolojiye direniyoruz ama yapacak bir şey yok” diye konuştu.