MUKADDERAT DEĞİL

CHP Adapazarı İlçe Başkanlığı Ayşe Füsun Çetin, maden faciası ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “ 2011 yılından bu yana işçi ölümlerini ve iş cinayetlerini kamuoyunun gündemine taşıyan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) son 20 yılda madenci ölümlerini gösteren bir tablo yayınlayarak bu durumun “mukadderat” olmadığını ortaya koydu. İSİG Meclisi’nin yayınladığı rapora göre, AKP’nin iktidarda olduğu 2002-2022 yılları arasında en az 1898 maden işçisi hayatını kaybetti.

41 İŞÇİYE MEZAR OLDU

Her yıl ortalama 2 bin işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmekte Kaza değil, cinayet diyoruz. Çünkü çalışma yaşamı işverenlerin kâr hırsı adına özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür… Eylül ayında madeni ziyaret eden Enerji Bakanı Fatih Dönmez madende alınan tedbirleri örnek olarak göstererek, "‘Sizin canınızın güvenliği biz şu tesisin tamamına değişmeyiz’ diyen Bakanı’nın örnek gösterdiği maden 41 işçiye mezar oldu. İşte AKP’nin işçilere reva gördüğü işçi sağlığı ve iş güvenliği bu.

YENİ TRAJEDİLERE YOL AÇIYOR

Daha az işçi ile daha çok kömür çıkartmak için sürekli üretimin artırıldığı maden ocağında gerekli önlemlerin çoğu ise alınmadı. Olası kazalarda can kaybını önlemek için gerekli olan yaşam odaları, solunum destekleyici aletlerin yetersizliği yaşanan cinayetin sebeplerini de ortaya koyuyor. Bu iş cinayetlerinin artarak devam etmesinin tek sorumlusu madenleri denetlemeyen ve ihmalleri ödüllendirerek şirketleri koruyan AKP iktidarıdır. AKP hükümeti döneminde ülkede 30 bine yakın işçi, emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, iktidarın emekçileri karşı karşıya bıraktığı ihmaller her geçen gün yeni trajedilere yol açıyor.

BU BİR KAZA DEĞİL

Eksi 300 kotunda grizu patlaması riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan 2019 yılı Sayıştay raporuna rağmen daha fazla kâr uğruna onlarca emekçinin hayatını kaybetti.. Yaşanan cinayetleri ‘fıtrat’, ‘kader’ gibi tanımlara sıkıştırarak suçunu örtbas etmek isteyen iktidar, bu patlamanın ve ülkede yaşanan iş cinayetlerinin başlıca sorumlusudur.  Bu bir kaza değil, birilerinin ısrarla tekrar ettiği gibi kader değil, bu bir katliamdır derken, propaganda olsun, ajitasyon olsun diye demiyoruz. Bir gerçeği, herkesin görmesi gereken bir gerçeği; görmeyenin, görmezden gelenin suç ortağı olacağı bir gerçeği ifade ediyoruz.  

KİM BU SORUMLULAR!

Peki kim bu sorumlular? Sayıştay raporunu görmezden gelenler, Maden ocaklarını denetlemeyen, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini hiçe sayan, bir avuç yandaşın sömürü çarkı dönsün diye yerin altını üstünü işçilere mezar eden AKP iktidarının ta kendisidir! Amasra’da meydana gelen patlama için iş kazası, facia, kader diyenler veya bu toplu katliamın kurbanı olan işçileri ‘maden şehidi’ gibi uyduruk ifadelerle ananlar, bu olayı basitleştirmeye çalışarak asıl sorumluları ve iktidarın iş sağlığı ve güvenliği politikasını, yani resmî kurumları aklama çabası içinde olanlardır. CHP olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri iş cinayetlerini normalleştiren AKP iktidarına karşı insanca çalışma ve yaşamı savunmaya; iş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için ilk seçimde sandıkta bunlara gereken dersi vermeye çağırıyoruz.”