Pancar sezonu açıldı Adapazarı Şeker Fabrikası da üretime başladı. Tabi fabrikanın dibinde ki mahalleliden de şikâyetler gelmeye başladı.Her sene olduğu gibi mahalleliden en büyük şikâyet Adapazarı Şeker Fabrikası’nın çevreye yaydığı “pis kokudan” geldi.F

Pancar sezonu açıldı Adapazarı Şeker Fabrikası da üretime başladı. Tabi fabrikanın dibinde ki mahalleliden de şikâyetler gelmeye başladı.

Her sene olduğu gibi mahalleliden en büyük şikâyet Adapazarı Şeker Fabrikası’nın çevreye yaydığı “pis kokudan” geldi.

Fabrikanın çalışmaya başlamasıyla birlikte etrafa yayılan “pis koku” mahalle insanını canından bezdirir bir hale geldi…

İnsanlar haksız da değil. Her sene bu rezalet yaşanır ama ne hikmetse kimsenin de umurunda olmaz.

Biz dâhil “medya” her defasında bu konuyu gündeme getirse de ne belediyeler ne de çevre sağlığı bir tarafını kaldırıp bu soruna eğilmez.

Yetkililer duyarsız olunca da pancar sezonu kapanıncaya kadar Adapazarı Şeker Fabrikası insanlara bu “işkenceyi” çektirir…

Merak ediyorum bu işin bilimsel olarak bir çözüm noktası yok mu? Mutlaka vardır. Yeter ki çözmek istenilsin.

Lağım suyunu “kaynak su” haline getirebilen “teknoloji” ve en kötü kokuları bahar havasına çeviren “bilim” mutlaka bunun da üstesinden gelmiştir.

O halde neden insanlar artık şehir merkezine kadar yayılan bu “pis kokuyu” çekmek zorunda kalıyor?

Nedeni çok basit! Yetkililerin gündeminde insanları rahatsız eden bu “pis kokunun” giderilmesi ile ilgili bir konu yok da ondan…

Hadi eskiden Adapazarı Şeker Fabrikası “pancar ekicilerinin” malıydı. Yani Sakaryalıların malıydı.

Mecbur değildik ama bu şehrin fabrikası diye şikayet etsek de dişimizi sıkıp katlanmaya gayret ettik.

Ama şimdi öylemi? Fabrika “Ülker Grubu’na” geçti. Bizim siyasetçilerin bir türlü beceremediği kota işini de çözdüler.

Maşallah “Ülker Grubu” maddi anlamda bu şehri satın alır. Öyleyse şu “pis koku” olayını çözmek için neden gerekli yatırım yapılmıyor…?

Bildiğim kadarıyla Sabri Ülker Amerika’daki Harvard Üniversitesi’ne tam “24 milyon Dolarlık” bir bağış yaptı.

Bağışı da Harvard Üniversitesi’nin “Toplum Sağlığı Fakültesi’nde” insan sağlığı için gerekli araştırmaların yapılması adına verdi.

Kusura bakmayın ama her gün Adapazarı Şeker Fabrikası’nın o “pis kokusunu” çekenler de insan. Bizim sağlığımız önemli değil mi? Bu bir çelişki değil mi…?

Daha önce gündeme getirmiştim. Adapazarı Şeker Fabrikası’nı bu şartlarda o bölgede çalıştırmanın mantığı yok. O fabrika başka bir yere taşınmalı.

Neredeyse şehir merkezinde kalan o fabrikayı illa çalıştırmak istiyorsanız,o zaman bir bağış da etrafa “pis koku”yayan Adapazarı Şeker Fabrikası için yapın.

Nitekim bu şehir insanının sağlığı Amerika’dakilerden daha az değerli değerlidir. Artık bizde, “küspe kokusunun dayanılmaz hafifliği” ile yaşamak istemiyoruz…