ORGAN VE DOKU NAKLİ

Başkan Çetin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Türkiye’de organ ve doku nakli bekleyen hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Yapılan araştırmalar, organ ve doku naklinde dünyanın hala çok gerisinde kaldığımızı göstermektedir. Ülkemizde her yıl 6-7 bin kişi organ beklerken hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de ilk organ nakli ameliyatı 1969 yılında biri Ankara, biri de İstanbul’da olmak üzere 2 adet kalp nakli ameliyatı ile gerçekleştirilmiş, ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır. İlk başarılı nakil ise 3 Kasım 1975 tarihinde Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi tarafından Hacettepe Üniversitesi’nde, canlı akrabalar arası böbrek nakliyle başlamıştır.

13 ÜLKE DAHA

Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi tarafından gerçekleştirilen nakilden 4 yıl sonra 1979 yılında Organ ve Doku Nakli Kanunu çıkarılmıştır. Kanun bugüne kadar 1982 ve 2014 yıllarında olmak üzere iki kere değiştirilmiştir. Türkiye’de ilgili yasal düzenlemenin 1979’da birçok Avrupa ülkesinden önce yapılmış olması önemlidir. Avrupa Konseyi tarafından yayınlanan ve Konseye üye ülkelerle birlikte imza atmak üzere tüm dünya ülkelerinin davet edildiği “Organ Ticareti ile Mücadele” konulu konvansiyona Türkiye ilk imza atan ülkelerden biri olmuştur. 25 Mart 2015 tarihinde İspanya’da gerçekleştirilen imza törenine Türkiye ile birlikte 13 ülke daha imza atmıştır.

ORGAN BAĞIŞI
4 Bin 641 organ nakli gerçekleştirilmesine rağmen, nakil bekleyen hasta sayısının artması, organ nakli ile ilgili farkındalık yaratmak, organ bağışının önemi konusunda daha fazla çalışılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Türkiye’de organ bağışı oranı milyonda 1,5-2 iken, ABD’de milyonda 20-25’dir. Türkiye Organ Naklinde İspanya’nın 20 kat gerisinde yer almaktadır. Yapılan her 5 nakilden sadece 1’inin kadavradan, 4’ünün canlı vericiden olduğunu belirtilirken, Türkiye dünyada canlı vericili böbrek ve karaciğer nakil oranları açısından birinci sırada bulunmaktadır. Ancak kadavradan yapılan nakil oranlarında son sıralarda yer almaktadır.

YETERLİ DUYARLILIK
Türkiye’de kadavra bağışı çok az olduğu için canlı vericili nakiller ön plana çıkmaktadır. Dünya genelinde organ nakillerinin yüzde 80’i kadavradan gerçekleşirken, ülkemizde tam tersi oranda olup, organlar akraba ve yakın çevreden alınmaktadır. Kadavradan bağış sayısı oldukça azdır. Bu durum organ bağışı konusunda toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasına, bilgi eksikliğine, önyargıların yıkılamadığına bağlanmaktadır.

DAVET EDİYORUZ

İnsanların hayattayken organlarını veya organlarının bir parçasını yakınlarına verebildiği ancak öldükten sonra organ vermek istemedikleri gerçeğinden hareketle, özellikle Milli Eğitim Bakanlığına ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na büyük görev düşmektedir. Organ bağışının dinimiz açısından günah olmadığına 3.3.1980 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu karar vermiştir. Türkiye’nin en önemli sağlık sorunlarının başında gelen Organ Nakli konusunda bugüne kadar yapılan çalışmaların ele alınması, yaşanılan sorunların araştırılması, organ bağış sayısının artırılması için yapılacak çalışmaların bir an önce yapılması gerektiği inancıyla bütün yurttaşlarımızı organ bağışına davet ediyoruz.”