TEZKEREYİ ELEŞTİRDİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Dünya Kupası'nda güvenliği sağlamak için Katar'a asker gönderilmesine dair tezkereyi eleştirdi. Engin Özkoç, "Tank palette satın almasını çok istediğimiz, teknoloji konusunda bizden üstün saydığımız, limanlarımızı peşkeş çektiğimiz, arazilerimizi peşkeş çektiğimiz Katar, kendi güvenliğini kendisi sağlayamıyor diye kendi evladımızı oraya göndereceğiz. Madem paran o kadar çok gani gani kendi güvenliğini kendin sağla kardeşim. Türk askerinin ve polisinin canı bu kadar mı ucuz?" diye konuştu.

BARIŞ DİLİ KULLANMADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM'den ayrılırken camdan bakmasına dair medyada çıkan haberlere de yanıt veren Özkoç, "Yine kürsüye çıktı, yine küfretti, hakaret etti, ayrıştırdı. Yine sevgi, barış dili kullanmadı. Öfke dili kullandı, hakaret dili kullandı. İnsanları aşağıladı. İşte böyle bir insana, hazzetmediğim bir insana nasıl bakıyorsam öyle baktım. Verdiğimiz şehitlerden daha mı önemli? Enflasyonun altında yaşayan insanlarımızın çektiği çileden daha mı önemli?" dedi.

'HÜZÜNLÜ BAKTI' DİYOR

ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre, Engin Özkoç'un açıklamalarından satır başları şöyle: "Yıl başından beri 90 evladımızı şehit verdik" dedim. Hiç karşılığı yok. Yandaş medya, "Engin Özkoç, Recep Tayyip Erdoğan’a camdan çok hüzünlü baktı." Yandaş medyanın bütün haberlerinde bu geçiyor. Küfür dilini kullanan, kirli bir dil kullanan, baskıcı bir yöntem kullanan, gençleri aşağılayan, kadınları aşağılayan, insanları aşağılayan, hazzetmediğim bir insana nasıl bakıyorsam öyle baktım. Aynen bu duygular içerisinde baktım.

YİNE HAKARET ETTİ

Yine kürsüye çıktı, yine küfretti, hakaret etti, ayrıştırdı, bir konuyu temiz bir dille tartışma alanın dışına çıkardı. Yine sevgi, barış dili kullanmadı. Öfke dili kullandı, hakaret dili kullandı. İnsanları aşağıladı. İşte böyle bir insana, hazzetmediğim bir insana nasıl bakıyorsam öyle baktım. Çok mu önemli? Verdiğimiz şehitlerden daha mı önemli? Enflasyonun altında yaşayan insanlarımızın çektiği çileden daha mı önemli?

ORAYA GİTMESİ GEREKİR Mİ?

Şimdi insanlarımıza sesleniyorum, gözlerinizi kapatın, şöyle bakın. Katar’da bir Dünya Kupası var. Biz o Dünya Kupası'nda oynuyor muyuz, yok. Onu konuşuyorlar mı, yok. Ama tank palette satın almasını çok istediğimiz, teknoloji konusunda bizden üstün saydığımız, limanlarımızı peşkeş çektiğimiz, arazilerimizi peşkeş çektiğimiz Katar, kendi güvenliğini kendisi sağlayamıyor diye, biz kendi evladımızı oraya göndereceğiz. Daha önce olimpiyatlarda yaşanan terör olaylarını biliyorsunuz. İnsanların hayatlarını kaybettiğini de biliyorsunuz. Şimdi gözünüzü kapattınız. Evladınızın oraya kendi canı pahasına gitmesi gerekir mi, gerekmez mi? Dün TBMM Genel Kurulu’nda elini kaldıran milletvekilleri kendi evlatlarından bir tanesi oraya gidecek olsa aynı vurdum duymazlıkla elini kaldırır mıydı?

BU KADAR MI UCUZ?

Arkadaşlar ya, Türkiye Cumhuriyeti bir dünya kupasına, olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olsa; kendi güvenliğini sağlayamayan bir ülke olsa, diğer ülkeler ve federasyon buna izin verir mi? Vermez. Madem paran o kadar çok gani gani kendi güvenliğini kendin sağla kardeşim. Özel güvenlik tut. Benim evlatlarımın canı pahasına orada olmasına nasıl el kaldırırsınız TBMM’de? Türk askerinin ve Türk polisinin canı bu kadar mı ucuz? Evlatlarımızın canı bu kadar mı ucuz? Bu haber konusu değil, ama Engin Özkoç camdan Tayyip Erdoğan’a nasıl baktı… Hiç hazzetmediğim bir adama bakar gibi baktım. Küfürbaz, ayrımcı, kavgacı bir adama bakar gibi baktım. Bir cumhurbaşkanı değil küfreden, ayrıştıran bir adama bakar gibi baktım.

BUNLARI HABER YAPMIYORLAR

İnsanlarımız enflasyon altında o kadar eziliyor ki geçen yılın enflasyon oranlarına göre bu yılki enflasyon oranları o kadar arttı ki… Yetmiyor gibi; vergi dilimlerinde bir azalma ile karşı karşıyalar, iktidarın hemen tedbir alıp bu yangın içerisinde insanlarımızın elini ocak ayına kadar da beklemeden rahatlatması gerekiyor. Ama bu olmaz. Polisler intihar ediyor Türkiye’de, bu gündem değil. İnsanlar hastanelerde sıra beklerken ölüyor, hiç önemli değil. İnsanlar işsizlikten canına kıyıyor, fark etmez. Bunları haber yapıyorlar mı, hayır bunları haber yapmıyorlar.

BARIŞ İSTİYORUZ

Bir kere daha herkese seslenerek söylüyoruz. Barış istiyoruz, barış. Kadınlarımız için barış istiyoruz. Onların kılık, kıyafetine hiç kimse karışmasın istiyoruz. İnançlar için barış istiyoruz. Özgürlükler için barış istiyoruz. Öğrencilerimizin geleceğinin güvence altına alınmasını istiyoruz. Paralı eğitimin son bulmasını istiyoruz. Çiftçimizin desteklenip, bu bereketli topraklarda üretim yapmasını istiyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üreten sanayiciye teşvik verip, onları büyütmek istiyoruz. Katar’ı değil, başka ülkelerde toprak kiralayarak, başka ülkeleri zenginleştirmeyi değil; kendi ülkemizin esnafını, işçisini ayağa kaldırmak istiyoruz. Barış istiyoruz. Adalet istiyoruz. Çatışma istemiyoruz.

DEZENFORMASYON YAPANLAR

Bir yasa çıkıyor arkadaşlar, yasa gazeteciler için de çıkıyor. Dezenformasyon yasası. Bu ülkede dezenformasyonu gerçekleştiren, iktidarın bakanları, Tayyip Erdoğan’ın kendisi. Gerçekler konuşulmasın, tartışılmasın isteniyor. Sizin için söylüyorlar, "herhangi bir endişe yaratacak haber yaparsan seni 1-3 yıl arasında mahkûm ederim" diyorlar. Halkın sorununu eğer sen gündeme getirirsen seni hapsederim, diyorlar. Hiç mi değeri, karşılığı yok? Dünyadaki faşist diktatörlüklerin büyük kısmı seçimle geldiler. Üstelik de hamaset yaparak, insanların duyguları ile oynayarak geldiler. Bedelini o ülkenin insanları çekti, dünya çekti. Milyonlarca insan öldü, katledildiler, işkence çektiler.

İHANET NOKTASINA GİTMEMELİ

Yandaşlık, ihanet noktasına gitmemeli. Doğru olandan, milletimizden yana tavır alın. Ahlaklı, erdemli bir iş yapmanın hazzını yaşamak gerekiyor. Bu millet için ödeyemeyeceğimiz hiçbir bedel yok. Bizi kendi kirli emellerine alet etmek isteyenlere karşı yüreğimizi açıyoruz. Samimiyiz, içteniz. İnsanları kucaklamak istiyoruz. Evlatlarımızın ölmemesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Katar’a gönderilecek askerlerimizin, polislerimizin gideceği güne kadar konuşacağım. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Siz pencereden resim çekmeye devam edin. Sizin gündeminiz o olsun. Benim gündemim milletim, ülkem, gençlerin geleceği.

ONUN DA CEVABINI VERİRİZ

Engin Özkoç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP’nin başörtüsü ile ilgili kanun teklifine ilişkin bir soru üzerine Özkoç, şunları söyledi: "Kadının kılık ve kıyafet ile ilgili bir yasa teklifi verdik. Dedik ki ‘Bunu sağa sola çekiştirmeye, ayrı çatışma alanları yaratmaya hiç gerek yok.’ Sade, net anlaşılabilir bir teklif verdik. Tüm kadınlarımız için. Bütün kadınlarımızın giyim ve kuşamıyla ilgili tartışmaya son vermek için. Bunun için bize küfreden, hakaret eden, çirkin sözler söyleyen insanlara da döndük yüzümüzü dedi ki ‘TBMM’ye bunu getiriyoruz, birlikte çıkartalım.’ Şimdi bize ne söyleyeceklerini bilmiyoruz. Başka bir çatışma alanı yaratacaklar mı bilmiyoruz. Konuşma dillerinin uygun olmamasından bunu çıkartıyoruz. Siyasetçi önüne gelen bilgiye göre konuşur. Önümüze bir bilgi gelirse onun da cevabını veririz."

İKTİDARA GÜVENMİYORUZ

Özkoç, seçim güvenliği ile ilgili soruya "İktidar partisinin bugüne kadar hem yerel hem de genel seçimlerde oyla ilgili çeşitli hilelere başvurduğuna şahit olduk. Şimdi böyle hilelerle tekrar belirli seçim bölgelerinde üstünlük kazanmamaları için CHP ve Millet Masası’nın bileşenleri, birlikte, seçim güvenliği ile ilgili ciddi bir çalışma yapıyoruz. İktidara güvenmiyoruz, kendimize ve milletimize güveniyoruz. Biz, milletimizle birlikte sandığı güvence altına alacağız" yanıtını verdi.