Ülkemizde hayvancılığın geliştirilmesi için meraların sayısı ve yüzölçümlerinin istikrarlı bir şekilde arttırılması gerekir. Çayır-meralar ülkemizde 14,6 milyon hektar ile toplam kara alanımızın yüzde 18,8’ini kaplamakta ve bu alanların tümü hayvan otlatılarak değerlendirilmektedir. Türkiye’de temel arazi varlıkları içerisinde en büyük değişim çayır-mera alanlarında yaşanmış ve bu değişim sürekli bu alanların aleyhine cereyan etmiştir. Son 70 yıl içerisinde doğal çayır ve mera alanlarında yüzde 61,5 oranında azalma olmuştur.

Ülkemizde hayvancılığın gelişmesi için, mevcut meraları korurken, yeni müsait mera alanlarını köylünün kullanımına açılmalıdır. Her yıl meraların son durumu ile ilgili ilgili bakanlıklar nezdinde toplantılar düzenlenip gerekli kontroller yapılmalıdır. Meralar rant amacıyla kullanılmamalıdır.

Bu kadar önemli olmalarına rağmen köylülerin, Türkiye’de meraların orta malı olmaları, onların gerekli bakımın ve ıslahın yapılmadan kullanılmalarına sebep olmaktadır.

Meralar ülke hayvancılığı için son derece önemlidir. İklim değişikliğini konuştuğumuz bu günlerde hayvancılık sektörü için meralar olmazsa olmaz bir faktördür. Hayvancılık için hayati öneme sahip olan meraların yerleşim alanı ve sanayiye tahsis edilmesi vahim bir hatadır.

Hayvancılıkta maliyeti düşük ve sağlıklı hayvan yetiştirmenin en önemli ayağı meralardır. Dünya ile hayvancılıkta rekabet edebilmek için meralar önemli bir yere sahiptirler. Bir ülkenin mera arazileri ne kadar genişse, et ve süt üretiminin o denli ucuz ve de hayvancılık için verimli olacaktır.

MERALAR AZALDIKÇA ET VE SÜT O KADAR PAHALANACAK
Hayvancılığın geleceği için meralara sahip çıkalım. Ülkemizdeki hayvansal gıdalardaki fiyat artışlarını dizginlemenin bir yolu da meraların hacimsel artışına bağlıdır. Yani meralar azaldıkça, et ve süt fiyatı da artacak. Çünkü meralar hayvancılıkta en önemli girdi olan yem maliyetini düşürecek. Meralar azaldıkça da yem maliyetleri daha da artarak bu da et ve süt fiyatlarının artmasına neden olacak. Hayvancılıkda  ithalatla da bir yere varılmaz.

“Taşıma su ile değirmen dönmez.” Et ve süt tüketemeyen sağlıksız bir nesil yetişiyor. Beslenmede etin ve sütün önemi zaten bilimsel olarak ortaya konulmuş durumdadır. Hem üreticinin kazandığı, hem de tüketicinin ulaşılabilir bir fiyatla et ve süt ürünleri alabildiği yeni bir düzenleme hayati önem taşıyor.