Dün bu köşede AKP Sakarya mitingine ilişkin bir yazı kaleme alınmış ve iktidarın gidici olduğunun altı çizilmişti…Peki, AKP neden gidici?***AKP ustalıklı ve de kurnaz bir iç ve dış tasarımın üstüne kurularak seçim sandığına oturtulmuştu…İktidar planı ABD’

Dün bu köşede AKP Sakarya mitingine ilişkin bir yazı kaleme alınmış ve iktidarın gidici olduğunun altı çizilmişti…

Peki, AKP neden gidici?

***

AKP ustalıklı ve de kurnaz bir iç ve dış tasarımın üstüne kurularak seçim sandığına oturtulmuştu…

İktidar planı ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında hazırlandı…

2000’lere girilmişti; Ecevit’in başkanlığındaki koalisyonda Amerika’dan getirtilen Kemal Derviş marifetiyle Türkiye’nin ekonomisi IMF’ye bağlanmıştı…

Peki, siyaset ne olacaktı?

Washington’da 10 yıl Milliyet temsilciliği yapan gazeteci merhum Turan Yavuz, ‘Çuvallayan İttifak’ isimli kitabında AKP-ABD ilişkilerini deşifre eden, bir dizi görüşmeleri yer, tarih ve hatta zaman vererek anlatmıştı…

Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir resmi sıfatı olmadığı halde ABD yönetim katında ağırlanıyordu…

Görüşmeler işe yaradı, AKP’nin kuruluşuna vize alındı ve dönemin ABD başkanı Bush amcaya bağlandı…

Bu manevra Erbakan’ın Amerika’ya karşıt siyasetini tasfiye etti, Türkiye’de İslamcı politika Beyaz Saray’ın kontrolü altına alınıyordu…

Erbakan AB’ye de karşıydı…

Oysa AKP hem BOP’un denetimine, hem ABD’nin şemsiyesi altına girmeyi benimsiyordu…

Recep Tayyip Erdoğan ABD, AB ve IMF’nin desteğini arkasına almıştı…

2002’de seçmen oylarının yüzde 25’ini, sandığa gidenlerin yüzde 34’ünü alan AKP parlamentonun yüzde 70 çoğunluğunu sağlayarak iktidar oldu…

***

AKP’nin 11 yıllık iktidarında neler oldu?

Birkaç kerteriz noktası:

Kıbrıs ve Kuzey Irak’ta kırmızı çizgilerimiz değişti…

Türkiye Ada’da Rum devletini tanıdı, Güney Kıbrıs AB üyesi oldu…

Kuzey Irak’ta Kürt devleti kuruldu…

PKK ile masaya oturuldu….

***

Geldik bugüne…

2014 seçim yılıdır….

AKP’nin destekçileri bugün ne alemdedir?

IMF ile ilişkilerde bir sorun yok!...

Ancak ABD ve AB’de vaziyet parlak gözükmüyor!..

BOP Projesi çöktü!..

Başkan Obama kesiminde havalar Suriye yüzünden bozuldu!..

AKP verdiği sözü tutamadı, iyi servis yapamadı!...

Patron bugünlerde kızgın!..

***

Son günlerde dış basında, Türkiye üzerine sayısız yazılar çıkıyor, açıklamalar yapılıyor, ABD düşünce kuruluşlarınca yeni senaryolar üzerine rapor üzerine raporlar yayımlanıyor:

Birkaç kesit:

·      Newyork Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi (CGA) Erdoğan sonrası AKP’nin başına gelmesi olası isimler üzerinde bir çalışmasını yayınladı; ‘Türkiye 2020’ başlıklı araştırmada Abdullah Gül ve Ali Babacan isimleri üzerinde duruluyor…

·      ABD’nin 2 numarası Biden bir süre önce Türkiye’ye geldi ve Cumhurbaşkanı Gül’le 1 saat olarak planlanan ama 2 saat süren görüşmesi sonrasında şu değerlendirmeyi yaptı:

“- Gül bilge biri. Sorunlara yaklaşımını takdirle karşılıyoruz”

Bu görüşmede Biden’e Ali Babacan refakat etti.

·      AKP’nin kurulması ve iktidar olmasında önemli rol oynadığı ileri sürülen ve özellikle ‘Kürdistan açılımlarının’ mimarı CIA uzmanı Henry Barkey, son krizi şu sözlerle yorumladı:

“AKP ile cemaat arasında kırılma yaşanıyor. Bu kırılma geçici olacak; çünkü tabanları aynı. Yolsuzluk suçlamaları bakanlardan başbakan Erdoğan’a sıçrayabilir. Bu nedenle milletvekillerinin partiyi kurtarmak için Abdullah Gül’e yönelmesi mümkün gözüküyor”

·      Cemaatin Washington temsilcisi Ali. H. Aslan şunu yazıyor:

“Washington, Türk siyasetinde daha makul ve şaibesiz isimlerin girmesini ümit ediyor”

·      AB Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swobada bakanların istifa ettiği gün şu açıklamayı yazdı:

“Türkiye’nin yeni bir başbakana ihtiyacı var; daha az otokratik ve diyaloğa hazır”

Ne dersiniz?

ABD ve AB’nin Erdoğan’ın biletini kestiği açık değil mi?

***

Türkiye bir kavşakta…

Recep Tayyip Erdoğan iktidarı son aylarını yaşıyor gibi görünüyor…

Peki, ne yapmalı?

Türkiye’yi her geçen gün dışarıya bağımlı hale getiren Erdoğan elbette işsiz bırakılmalı…

Ve fakat, Türkiye yağmurdan kaçarken doluya da yakalanmamalı…

30 Mart yerel seçimlerinde,  bu uluslar arası operasyonu bozmalı, ulusal güçlerini toparlayacak bir sonucu sandıktan ‘muhakkak’ çıkarılmalı….

Türkiye ancak bu şekilde biraz soluk alabilir!..