Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, konuya ilişkin özetle şu değerlendirmede bulundu; “Halkın seçme gücünü, aklını, ferasetini hafife almak, pahalıya mal olacak. Çok açık ki rıza yaratamayan Erdoğan, rakiplerinin önünü keserek iktidarı elinde tutmaya çalışıyor. Daha önce bunu yapmaya kalkanlar nasıl gittiyse, Erdoğan da aynı o şekilde gidecek. Hatırlayın İstanbul seçimlerini; ‘hiçbir şey olmamışsa bile bir şey oldu’ diyerek iptal ettiler. YSK, aynı zarfın içerisinde 4 tane pusula vardı; birini iptal etti, üçünü geçerli saydı. İstanbul halkı bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa, zorbalığa yanıtını verdi. Erdoğan sandığın önüne geçilemeyeceğini orada öğrendi, yarın yine görecek. Anketlerin baskısıyla çaresiz kalan ve hamlelerini yapmaya devam eden Erdoğan, er ya da geç sandıkta cevabını alacak.” 

“AKP ELİNDE ADALET, TERAZİ DEĞİL MAŞA”
“Erdoğan bir yandan gidişinin hazırlığını da yürütüyor” diyen Engin Özkoç, “Toplumun, devletin temeli olan adalet, AKP'nin iktidarında terazi değil, maşa haline geldi. Siyasi ve ekonomik çıkarları için, yandaşları için kullanılan bir maşa... 
Ekrem İmamoğlu için yargı kararı var diyenler, mahkeme kararına saygı isteyenler, Anayasa Mahkemesi kararlarını paspas eden teklifleri, neden, nasıl önümüze getiriyor. Çünkü dert ne hukuk, ne adalet, ne Anayasa. Tek dertleri var, ceplerini doldurmak. Bunu biliyoruz. Nereden mi? Limanlardan biliyoruz. Bugün Sanayi Komisyonunda torba yasada limanlarla ilgili düzenleme görüşülüyor. Teklif, özelleştirilen limanların sözleşme süresini, ihalesiz 49 yıla çıkartıyor. Yasaya, akla, vicdana aykırı bu düzenlemeyi daha önce de getirdiler, tepki gösterdik, geri çektiler. Bir kez daha getirdiler, yasalaştı. Yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürdük. Anayasa Mahkemesi iptal etti. Yasama yılı başında bir kez daha getirdiler. Yine tepkimiz üzerine komisyondan çekildi. Aslında bunun bir soygun olduğunu onlar da biliyorlar. Şimdi 4. girişimleri. Yine bir torbanın içinde, tam da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının kararının alındığı bir zamanda "acaba oldu bittiye getirir miyiz" diye tekrar getirdiler. İnatlarının nedeni; yandaşlarının limanlardaki süresini iktidardan sonraya çekebilmek. Neden? İktidarlarından sonra da yandaşlarını korumaya devam etmek istiyorlar” diye konuştu.

“İŞGALCİ ŞİRKETLERİ BOŞALTMAK YERİNE, İHALESİZ SÜRE UZATIMI GETİRİYORLAR”
Sözleşme süresini uzattıkları limanlar içinde ihale sözleşmesini Danıştay'ın iptal ettiği limanlar bulunduğunu da söyleyen Özkoç, “Yargı kararını hiçbir şekilde uygulanmayan AKP, işgalci pozisyonundaki şirketleri çıkarmak yerine, sözleşme süresini Meclis'ten yasa çıkartarak, ihalesiz uzatmaya kalkıyor. AKP'nin cumhurbaşkanlığı sistemi aslında tam da budur. Ranta dayalı, kendi istedikleri gibi yasaları çıkartan; eğer mevcut düzenleme yetmiyorsa o zaman Meclis'teki Cumhur İttifakı'nın çoğunluğuyla istedikleri yasaları çıkarları doğrultusunda çıkartan bir sistem. Bu sistem, çürümüş bir sistemdir. Aynısını zeytinliklerde yapıyorlar. AKP iktidarının açlığı, hırsı, açgözlülüğü bitmiyor. Limanların olduğu torba yasanın içinde, yandaş şirketlerinin zeytin alanlarında madencilik yapmasına ön açan bir düzenleme de var. Zeytin ağaçlarına kıyacak, yandaşların maden çıkartması için alan tahsis edeceklerdi.Teklif, halkın tepkisiyle, muhalefetin ısrarıyla komisyondan çekildi. Defalarca çekildi, yine getirmeye çalıştılar, yine çektirttik. Bırakacaklar mı? Asla bırakmazlar. Bir yerde rant varsa, AKP'nin ısrarı sürer” dedi.

“ATILAN ADIMLARIN TEK NEDENİ; HALKIN SESİ, HALKIN İRADESİ”
Engin Özkoç, 6 yaşındaki kız çocuğuna taciz ve tecavüz iddiasıyla ilgili yargı sürecine de değinerek, davaya ve kız çocuğunun mücadelesine halkın sahip çıktığını belirtti. Bu nedenle iktidarın atması gereken adımları, 2 yıl sonra atmak zorunda kaldığını ifade eden Özkoç, “Olaya ‘bir kız çocuğumuzun erken yaşta evlendirilmesi’ dedi Erdoğan. 6 yaşında tacize ve tecavüze uğrayan bir kız çocuğumuzdan bahsediyoruz. Bu bir vicdansızlıktır. 30 Kasım 2020 tarihinde delilleri, detaylı ifadeleri ve fotoğraflarıyla savcılığa başvuran kız çocuğu aylardır, yıllardır adalet bekliyor. 
Aradan 2 yıl geçmiş, 2 yıl, 2 yıl adalet tecelli etmemiş. Aile Bakanlığı, "biz bunu biliyoruz" diyor. Bildikleri halde hiç bir şey yapmadılar. Bugün iddianame kabul edildiyse, duruşma öne çekildiyse, sanıklar tutuklandıysa, haberi yazan gazeteci Timur Soykan sayesinde, kadın örgütleri sayesinde, halkın sayesinde, bizlerin sayesindedir” dedi.