Dr. Mahmut Yıldırım, amacının genellikle tarihselci bir bakış açısıyla ele alınıp incelenen Türkçülüğü coğrafya boyutunu da katarak incelemek olduğunu söyledi.

Türklük âleminin en büyük ve en çağdaş siyasetinin Türk Birliği Ülküsünü gerçekleştirmek olduğunu belirten Yıldırım, “Başka siyasetler ve üretilen tüm bu düşünceler bu yüce ülkü karşısında önemsiz, aciz ve güdük kalır, kalmaya da mahkûmdur” dedi.

Dr. Yıldırım konuşmasında, Türklerin on binlerce yıldır yaşadığı Türk coğrafyasını, bugün Orta Asya ya da Uluğ Türkistan olarak adlandırılan merkez odaklı olarak Sibirya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar, Orta Avrupa, Kıpçak Bozkırı, İdil-Ural, Sibirya çizgileriyle belirleyip bu coğrafyayı iç ve dış dinamikleriyle değerlendirdi.

Yıldırım ayrıca, Türkçülerin, özellikle Türk bilim adamlarının, aydınların görevlerinin ve bakış açılarının nasıl olması gerektiğini geçmişten günümüze örnekleriyle ortaya koydu, bu bağlamda merhum Prof. Dr. Turan Yazgan’ı örnek verdi. Yıldırım, Türklüğün geleceğini, Türk Birliği kuramını, Türk-Turan jeopolitiğinin ana ilkelerini, dayandığı zemini; Mekan (coğrafya, vatan, anayurt), Sosyal-Siyasal yapılanma (millet, devlet), ikisinin meydana getirdiği küresel etkinlik, jeopolitik yapı açısından değerlendirdi.

Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz varız ve halen Tanrı’nın bize bahşettiği mülk üzerinde, yani kendi mavi göğümüz ve yağız yerimiz arasında yaşamaya devam etmekteyiz. Gelecek nesillerimizi de bu kutlu topraklar üzerinde yetiştirmeye hazırız ve bu konuda kararlıyız!”   / Hüdavendigâr Onur