Dün ‘Bizim Sakarya’ birinci sayfanın manşetinden ilginç bir haber yansıttı. Başlık:“Doğayı yedi bitirdi”‘Taşocağı, Akseki ve İhsaniye’de ne tarım bıraktı, ne hayvancılık’ üst başlığıyla verilen haberin alt başlığında şu ifade kullanılmış:“Yeşilin ortasına
Dün ‘Bizim Sakarya’ birinci sayfanın manşetinden ilginç bir haber yansıttı.
Başlık:
“Doğayı yedi bitirdi”
‘Taşocağı, Akseki ve İhsaniye’de ne tarım bıraktı, ne hayvancılık’ üst başlığıyla verilen haberin alt başlığında şu ifade kullanılmış:
“Yeşilin ortasına kurulan taş ocağı, Geyve’nin Akseki ve İhsaniye Köyleri’nde tarım ve hayvancılığın bitmesine neden oldu. Çevre felaketinin yaşandığı bölgede halk Vali Büyük’ten yardım istedi.”
***
Cüneyt Kılıç’ın özel haberine göre, Geyve’de bir çevre felaketi yaşanıyor.
Fotoğraflarla desteklenen haberden anlıyoruz ki köylünün durumu vahim:
Patlatılan dinamitler…
Çatlak ev duvarları…
Yatağını kaybettiği için kuruyan dereler…
Toz bulutu altında verilen yaşam mücadelesi…
Biten tarım…
Köylü feryat figan; meseleye alıcı gözüyle bakacak makam arıyor!
Var mı?
Yok!
***
Sakarya’nın nice zamandır değişmeyen gündemi ne?
Sapanca Gölü kirliliği…
Kum ocakları sorunu…
Sonuç?
Sıfıra sıfır elde var sıfır!
Peki, yakın gündemimiz?
Yanık’ta taş ocağı ruhsatlandırılması…
Sapanca dağlarında ruhsatlandırılan su fabrikaları…
Mudurnu Deresi’ne boşaltılan kimyasal sanayi atıkları…
Çaltıcak Gölü’nde, gölün kuruması pahasına ‘torf’ madeni çıkarma ruhsatı verilmesi…
Darıçayırı Beldesi’nde kurulması izni verilen çimento fabrikası…
DLH’nın tüm itirazlarına rağmen Karasu’da ruhsatlandırılan taş ocağı…
Söğütlü’de kurulması planlanan doğalgaz çevrim santralleri…
Sırası geldiğinde yapılan gazete haberlerinde, uzmanların ortak görüşü neydi?
Kaygı dile getirildi, bizi bekleyen tehdide dikkat çekildi, gerekli uyarılar yapıldı:
Yer altı suları çekiliyor…
Dereler yatak değiştiriyor…
Isı adası oluşuyor…
Halk sağlığı gözetilmiyor…
Kanser vakalarında ciddi artış gözleniyor…
Ekolojik denge bozuluyor…
Peki, sonuç?
Yapılan uyarılar hiçbir işe yaramıyor, bozuk düzen devam ediyor.
Sakarya’nın birincil sorunu çevre meselesi felah bulmayacak mı?
***
Elbette…
Taş ocağımızda, kum ocağımızda olacak; derelerden, göllerden, ormanlardan, nehirden de yararlanacağız…
Ama nasıl?
İnsanın doğaya bakış açısı binlerce yıllık bir süreç içinde değişebildi.
Doğayı egemenlik altına almak, plan ve proje hazırlayarak düzenlemek, günümüz dünyasının benimsediği bir dünya görüşüdür.
Kabul!..
Ama Sakarya’da farklı bir yaklaşım geçerlidir.
Serbes piyasaya bel bağlamış olanlar, doğaya, dolayısıyla halka zarar verecek önlem alınmasına karşı çıkıyorlar.
Diyorlar ki:
- Her iş oluruna bırakılmalı…
- Nasıl?
- Batan batar, çıkan çıkar, ölen ölür, yaşayan ise bir cangıl yaratığı gibi güçlü olur.
- Peki, ya halk?
İşte iş burada çatallaşıyor?
Halk adına iş gören çevre il müdürlüğü, il özel idaresi, belediyeler, halkın canına okuyan bu dünya görüşünün güdümüne girebilir mi?
Bu işlenen cinayette suça ortak olmak demektir.
***
Sayın Vali Mustafa Büyük, bizi duyuyor mu?
Next