Dün yoğun bir gün yaşadım…
Akraba ziyaretleri…
Hasta ziyaretleri derken, akşam oldu…
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgi okumam gereken bir romanım vardı, ona başladım ve romanı yarıladım…
Bayağı yoruldum…
Biraz da "kafamı dinlemem gerek" diyerek, atladım arabaya ver elini Çark Caddesi…
Akşam saatleriydi…
Hava ayaz…
Çark Caddesine çarşı tarafından giriş yaptım…
Cadde, cıvıl cıvıl…
Şalvarlısı orada…
Başörtülüsü orada…
Çarşaflısı orada…
Mini eteklisi orada…
Genci-yaşlısı orada...
Ana-kız orada...
Baba-oğul orada...
Aileler orada...
Keplisi orada…
Fötr şapkalılar orada…
Sakallısı orada…
Metro seksüeli orada…
Kemancısı orada…
Gitarcısı orada…
Zurnacısı orada…
Dilencisi orada…
Futbolcusu orada…
Köpeğe zincir bağlayarak esaret altına alanı da orada...
Bayılanlar ve ayılanlar da orada…
Zengini, fakiri orada…
Akşamcısı ve sabahçısı orada…
İşçisi, memuru orada…
Köylüsü, çiftçisi orada…
Yeni evliler, "sarmaş dolaş" cadde yürüyüşündeler…
Kafeler dolu…
Fastfoodlar dolu…
Lahmacuncular dolu…
Tavukçular dolu…
Mağazalar dolu…
Ülkenin ekonomisi için, “karaları bağlayanların”, Çark Caddesini gezmesini isterim…
Ülkenin geleceği karanlık diye, avazı çıkana kadar bağıran “hayırcıların” Çark Caddesinde tur atmalarını gerçekten öneririm…
Bakın bakalım, "ülkenin geleceği karanlık mı (?), yoksa aydınlık mı (?) diye...
Sağlıcakla kalın…