Ne olacak ki, başka bir yazımızda da başka şairlerin başka şiirlerine, belki de başka yazarlara ve sözlerine yer veririz. Bütün şairler ve yazarlar önemlidir her birimizin önemli olduğu kadar. Her biri her birimizi anlatmıştır aslında kendilerinden çok. Onlar farklı pencerelerinden farklı farklı dünyalarımızı söylediler, bizim söyleyemediğimiz şekillerde.
Üniversitede okurken bir gün çok eski bir yazar ve gazeteci olan değerli hocalarımdan biri, şair arkadaşının bir şiirine konu olan gerçek bir hikâyeyi paylaşmıştı bizimle. Hocamız kitapçılar çarşısında dolaşırken uzun zamandır görmediği şair arkadaşıyla karşılaşır. İki eski dost kucaklaşırlar, bir süre hoş sohbet ederler ve sıra vedalaşma anına gelir. Yakın zamanda tekrar görüşmek ve birçok iyi dileklerle ayrılırlar. Arkalarını dönüp birbirlerinden bir iki adım uzaklaştıktan sonra, geriye dönüp seslenir hocamız arkadaşına. Arkadaşı döner, birbirlerine bakarlar ve hocamız, bir hayli ilerlemiş yaşına rağmen genç bir bayana aşık olduğunu duyduğu şair arkadaşına: “Sevmek için geç …” der ve gülümseyerek ayrılırlar.
Aradan birkaç ay geçer ve hocamız ciddi bir kalp rahatsızlığı geçirir. Hastanede tedavi görmekte olan hocamızı ziyarete gelir şair dostu, üzgün ve bitkindir. Hocamız çok mutlu olur dostunu tekrar gördüğüne; hoş sohbet, muhabbetin ardından yine veda zamanı…
Vaktiyle kendisine uyarıda bulunan dostuna alınmak yerine, yeni yazdığı bir şiirle cevap vermiştir şairimiz… Kendisinden çok şey öğrendiğimiz değerli hocamız Oktay Verel, şair arkadaşının giderken, “sonra okursun” diyerek avucuna sıkıştırdığı kağıdı açar ve okumaya başlar.
Ne dersiniz birlikte okuyalım mı?
Sevmek için geç, ölmek için erken
Akşamın acı su karanlığı içinden
Soğuk kadife teması yalnızlığın
Şuh bir kahkaha balkonun birinden
Gizli işareti midir bir başlangıcın
Sevmek için geç ölmek için erken
Baş başa çay, el ele yürümek derken
Boğaz vapurları mı iskele sancak
Telefonda kaybolmak sesini beklerken
İnsan insanı yeniler doğrudur ancak
Sevmek için geç, ölmek için erken
İçimdeki gökkuşağı besbelli neden
Bulutların içinden kuşlar yağıyor
Bir şiire başlarsın birini bitirmeden
Hiç kimse gözlerine inanamıyor
Sevmek için geç ölmek için erken
Sevmek sevildiğini bile fark etmeden
Yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
Sevmek zehir zemberek ve yürekten
Gecikerek de olsa vuruşur gibi
Sevmek için geç ölmek için erken
Atilla İLHAN…