Hadi konuya bizde müdahil olalım da uyduruk “rumuzların” arkasına saklanan “korkusuz korkaklar” bize de size de sallasın.

Bize yaptıkları hakareti bir başkası kendilerine yapsa kıyamet kopartacak cinsten yorumları bize de yollasınlar. Zaten arada bize de kaptırıyorlar, bari tam olsun.

Peşinen söyleyeyim eleştiri dışındaki “hakaretleri” aynen sahiplerine iade ediyorum. Zaten“kötü söz sahibine aittir” sözü de bunu için söylenmiştir…

Evet, İzzet Dönmez geçen hafta bir “köşe yazısı” kaleme alıp bağlı bulunduğu “internet” sitesinde yayınladı.

Bundan bir gün sonra da “medyadetay.com” yazarlarından NeşatSazoğlu, İzzet Dönmez’in“Doktorlar ilaçları ne kadar tanıyor?” başlıklı yazısını aynen köşesine taşıdı.

Yazı “medyadetay.com’da” yayınlanınca adeta “patladı gitti!” Bu arada gelen yorumlarında haddi hesabı olmadı. Tabi bunların çoğuna yorum demek doğru olursa…

Aslına bakarsanız İzzet Dönmez’in yazısında bu kadar “alınganlığa” sebep olacak birşey yok. Eğer sen işini doğru dürüst yapıyorsan “alınganlığa” gerek bile yok.

İzzet Dönmez bazı “plasiyer mi, ilaç pazarlamacısı mı, reprezant mı, mümessil mi” adları her neyse bu işi yapanlar ve bazı doktorlarla ilgili tespitini köşesine taşımış.

Doğrudur yanlıştır. Benim gibi katılan olur, “hakaret” derecesinde “yorum” yapanlar gibi katılmayanlar da olur. Neticede bu kendisinin şahsi bir tespitidir…

Buradan hareketle,“vay sen bizim için bunların nasıl yazarsın. Biz şöyle eğitimli, böyle kültürlüyüz” diye “hakarete”başlamanın ne anlamı var?

Aklı başında,“usturuplu” eleştirisini ve “yorumunu” yapanları bir kenara koyarsak, Maşallah bazılarının ne kadar, “eğitimli” ve “kültürlü” olduğunu cümle âlem gördü.

Bazılarınızın paçalarından adeta“eğitim” ve “kültür” akıyor. Merak ediyorum bu kadar gün görmemiş“küfür-kafir” ve“hakareti”size nerede öğrettiler…?

Bakın beyler ve bayanlar. Bugün “medya” için piyasada söylenmedik laf kalmadı. Adeta “medyanın” ne satılmışlığı kaldı, ne yandaşlığı.

Birilerinin işine gelmeyen köşe yazarları da “satılık kalem”oldu çıktı. Aslında saygın bir meslek olan “medya” ve çalışanları için bundan ağır bir eleştiri olur mu?

Ne yapalım yani? İçimizde böyle insanlar var diye “medyayı” eleştirenlere bizde “küfür-kafir” sözlerle saldırılalım mı? Kusura bakmayın, bazı şeyleri de yok sayamayız…

Herkesin icra ettiği meslek elbette kutsaldır. Her meslek içinde dürüst ve işini iyi yapan insanlar olduğu gibi maalesef tasvip etmediğimiz kişilerde çıkmaktadır.

Bugün “medya” camiasının içinde birileri “tehdit” ve “şantajla” insanlardan “araba, kat” falan alıyorsa bu “basın mesleğinin” suçu değil o kişinin karaktersizliğidir.

O yüzden ister “doktor, reprezant, gazeteci” veya başka bir meslek sahibi ol. Şayet “abdestinden şüphen yoksa”rahat ol. Hadi bakalım başlayın “hakarete.” Bekliyorum.