Dünkü “yatçaz kalkçaz operasyon yapçaz” başlıklı yazım hayli ilgi görmüş olacak ki son derece olumlu tepki aldım.Bizi takip eden ve olumlu veya olumsuz tepkilerini çekinmeden dile getiren okuyucularıma teşekkür ediyorum.İçinde hakaret olmadığı müddetçe si
Dünkü “yatçaz kalkçaz operasyon yapçaz” başlıklı yazım hayli ilgi görmüş olacak ki son derece olumlu tepki aldım.
Bizi takip eden ve olumlu veya olumsuz tepkilerini çekinmeden dile getiren okuyucularıma teşekkür ediyorum.
İçinde hakaret olmadığı müddetçe sizleriz bu olumlu ve olumsuz eleştirileri bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor.
Sadece mutlu etmekle kalmıyor aynı zamanda da motive ediyor. Sizlere en iyisini sunmak adına şevkimiz arttırıyor…
Evet, Mayıs ayı içinde gerçekten “operasyonlardan” gerildik. Gün geçmedi ki bir “operasyon” patlamasın.
Neredeyse biz bile haber takibi yaparken hangi “operasyonu” takip edeceğimizi şaşırdık.
Arkadaşlarımız sizlere en iyi fotoğrafları, görüntüleri ve bilgileri ulaştırmak adına adeta emniyet, jandarma ve hastane kapılarında yatar oldu.
Her gün bir “operasyon” haberi yapmaktan bizler gerildik. Eminim sizlerde bu haberleri okurken gerildiniz…
Yapacak bir şey yok. Dünkü yazımda da dediğim gibi “insanın gözü açsa” onu doyuracak tek şek “kara topraktır” derler.
Dolayısıyla “aç gözlüyü” başka türlü doyuramazsınız. Kazandıkça paraya para kattıkça hep daha fazlasını ister.
Evler, yatlar, katlar, arabalar, uçaklar ne kadar çok olursa olsun o hep biraz daha fazlasını ister.
Tabi bunları isterken de “gözü” hiç bir şey görmez. Ne toplumun ahlak yapısı neden devletin kanunları onu “para hırsından” vazgeçiremez.
Ne kadar inançsız, itikatsız olursa olsun, yaptığının Allah indinde “günah” olduğunu bilir ama yinede yapar.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Kanunları’nda yaptığının suç olduğunu bilir ama asla yakalanırım diye korkmaz.
Öte yandan yarın başına bir iş gelip eşi, dostu, konu, komşusu, görüp kendisini “ayıplayacağını” bilir.
Bütün bunlara rağmen yinede “aç gözü” doyurabilmek için her türlü cezaya ve eleştirilere peşinen razı olur…
Netice itibariyle, bizlerde bu tür “operasyon” haberlerini yaparken sevincimizden göbek atmıyoruz.
Yıllardır tanıdığımız bildiğimiz insanların o hallerini görünce bizlerde üzülüyoruz. En azından ben böyle hissediyorum.
İnanın bir “operasyon” haberi geldiğinde önce isimlere bakıp sonrada mümkün olduğunca yumuşak bir geçiş yapmaya çalışıyoruz.
Sonuçta bizim de işimiz bu; “yazsan olmuyor, yazmasan olmaz” anlayışıyla sizleri olandan bitenden haberdar etmeye çalışıyoruz. Günahı da sevabı da onların…
Next