Dün yine tatsız tuzsuz bir gündü. Sabah saatlerinde gelen “şehit” haberi bütün günümüzü zehir etti.Bu defa ateş Söğütlü’ye düştü. Siirt’in Eruh İlçesi kırsal kesiminde teröristlerle girişilen çatışmada Piyade Er Mehmet Kıran “şehit” oldu.Tabi ateş de anın
Dün yine tatsız tuzsuz bir gündü. Sabah saatlerinde gelen “şehit” haberi bütün günümüzü zehir etti.
Bu defa ateş Söğütlü’ye düştü. Siirt’in Eruh İlçesi kırsal kesiminde teröristlerle girişilen çatışmada Piyade Er Mehmet Kıran “şehit” oldu.
Tabi ateş de anında Mehmet Kıran’ın Söğütlü’de ki baba ocağına düştü. Anne ve baba oğullarının “şehit” olduğu haberi üzerine yıkıldı.
Allah Mehmet Kıran’ın anne ve babasına, bütün ailesine sabırlar versin. Daha 21 yaşında vatan için “şehit” oldu.
Evet, Piyade Er Mehmet Kıran Sakarya’dan verdiğimiz 125’inci “şehidimiz” oldu. İnşallah bu son olur.
Allah kimseye evlat acısı göstermesin. Gerçekten çok zor, bunu ancak başına gelen bilir. Başına gelmeyen de akan kanı durdurmak için mücadele edenleri eleştirir.
Kim ne derse desin, bu kan öyle veya böyle durmalı. Hangi yöntem kullanılacaksa kullanılmalı ve bu acılar bitmeli.
“Şehit” haberlerinin arkası kesilmesi için, kiminle müzakere etmek gerekiyorsa edilmeli.
Gerekiyorsa görüşülmeli ve bir şekilde anlaşma sağlanıp bu acılar bitirilmeli. Bunun arkasında da başka şey aranmamalı.
Gelin görün ki hala daha birileri akan kan üzerinden “şehit” haberlerinden pirim yapma gayreti içinde oluyor.
Müzakere yoluyla bu işi çözmeye çalışanlar da “vatan haini” ilan edilmeye çalışılıyor.
Artık bu anlayış son bulmalı. Siyasi partiler “şehit” haberlerini kendilerine malzeme yapmayı bırakmalı.
30 küsur yıldır “terörle” silahlı mücadele yapıldı. Buna rağmen hiçbir şeyin kökü kazınamadı.
Olan Mehmet Kıran gibi gencecik fidanlara oldu. Anaların, babaların içi yandı. Çocuklar yetim, eşler dul kaldı.
Elbette kimse bu vatanın tek bir “çakıl” taşı verilsin demiyor. Zaten kimsenin de böyle bir niyeti yok. En başta buna ben karşıyım.
Ama ortada görüşerek, konuşarak çözülecek bir mesele varsa, bundan kaçmadan gereken yapılmalı diye düşünüyorum.
Yoksa “onunla görüşmem, bununla konuşmam” diye diye biz daha çok “şehit” haberleri alırız.
Bir-iki gün yazar çizer, üçüncü gün konuşmaya devam eder sonra da unuturuz. Ya “şehit” anaları, babaları? Onlar bu acıyı ömür boyu içlerinde taşıyacak.
Yazık, Piyade Er Mehmet Kıran daha 21 yaşındaydı. Kim bilir hayata dair ne hayalleri vardı. Hepsi bitti.
Evet, bugün “şehidimizi” son yolculuğuna “vatan sağ olsun” diye uğurlayacağız. Ben ise; “vatan da sağ olsun Mehmet(çik) de” diye haykırmak istiyorum…
Next