Bu şehirde herkes kendi alanını kapsayan konularda sus-pus olurken başkalarının işine karışmayı marifet sayar.Özellikle de konu siyaset ve bizim mesleğimiz yani “gazetecilik” olunca herkes bilgiçlik taslayıp bize akıl vermeye çalışır.Kimileri ise daha da

Bu şehirde herkes kendi alanını kapsayan konularda sus-pus olurken başkalarının işine karışmayı marifet sayar.

Özellikle de konu siyaset ve bizim mesleğimiz yani “gazetecilik” olunca herkes bilgiçlik taslayıp bize akıl vermeye çalışır.

Kimileri ise daha da ileri gidip bizi mesleğimizle yani “gazetecilikle” vurmaya kalkıp “Öyle haber mi yapılır? Bu haber mi?” türünden martaval okur…

Malum hafta sonu hukuk adına bir olay yaşandı. Takip ettiğimiz kadarıyla “hukuksuz” bir takım “tahliye” girişiminde bulunuldu.

Bir hakimin yetkisi olmadığı halde tam 63 hükümlü için “tahliye” kararı verip, bu kararında uygulanmasını istemesi gündeme bomba gibi düştü.

Buna karşılık bir başka mahkemede ilgili hakim hakkında “görevsizlik” kararı verip “tahliye” kararını “yok hükmünde” saydı…

Ben hukukçu falan değilim. O yüzden “ahkam” kesmek gibi bir niyetim yok ama kamuoyunda bu olay “hukuka darbe” şeklinde yorumlandı.

Hatta HSYK acilen toplanıp aralarında Hidayet Karaca ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 63 tutukluyu salıvermek isteyen hakim hakkında işlem başlattı.

Buna rağmen karara imza atan hâkimden “Aldığım kararı uygulayın, toplam 63 tutukluyu serbest bırakın” türünden “garip” bir açıklama geldi…

Şimdi buradan sormak istiyorum, hukukçular ve Baro başkanları adına bundan daha önemli ne olabilir?

Millet bas bas bağırıyor. “Bu yapılan hukuka darbedir” diyor. HSYK ve hükümet alarma geçmiş, hukukçulardan “tık” yok.

Hemen her şeye açıklama yapmayı meziyet sanan Sakarya Baro Başkanı çıkıp bu konuyla ilgili neden bir açıklama yapmaz…?

Sakarya Baro Başkanı’nı seçildiği günden beri takip ediyorum. Birkaç gereksiz konu dışında yaptığı açıklamalarla takdir toplamıştı.

Tamda hayırlı hizmetler yapacağını düşündüğümüz anda, anlaşılan O da Sakarya’nın havasına ve suyuna uydu.

Birkaç hâkimin “hukuka darbe” yaptığının söylendiği bir ortamda,çıkıp tek kelime etmemesi biraz tuhaf kaçtı…

Kimse kusura bakmasın, bir takım nedenlerden dolayı “hukuka darbe” gibi son derece hayati bir konuda çıkıp açıklama yapamıyorsanız,size söyleyecek sözüm yok.

Çıkıp dünya avukatlar günü, yeni yargı paketi, avukatların üst araması, Çanakkale, İstiklal Marşı ve en son 23 Nisan ile ilgili “mesaj” yayınlamak marifetse devam edin.

En azından ülkede “tuhaf işler” olduğu zaman konumunuzu hatırlayın diyeceğim ama hafta sonu da “1 Mayıs.” Siz işçinin ve emekçinin bayramını kutlayın yeter…