Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilin valilerine ve belediye başkanlarına talimatını verdi;

- Sokakta köpek olmaz.

- Sokak köpeklerini toplayın.

Zaten doğrusu da bu!

Sokakta başıboş dolaşan sokak köpeği olmaz…!

***

Tabi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu talimatı bazılarını rahatsız etti.

Neymiş efendim köpekler barınakta sürekli kalamazmış.

Alıştıkları ortamda yaşamaya devam etmelilermiş.

Köpeklerle yaşamaya alışmak zorundaymışız.

Falan filan…!

***

Kimse kusura bakmasın.

Köpek istediği kadar eğitimli olsun.

Siz o köpeği sokağa atarsanız.

Büyüklerimizin dediği gibi gün gelir;

- Köpek köpekliğini yapar.

Hele birkaç köpek bir araya gelince çoluğa çocuğa saldırır.

Hele bir de başıboş dolaşan “pitbull” türü bir köpekse büyük küçük demeden herkese saldırır…!

***

Bizim çocukluğumuzda da sokaklarda köpek vardı.

Onlarla oynar ellerimizle beslerdik.

Köpeklerin çocuklara ve insanlara saldırıp ısırma hadisesine çok nadir rastlanırdı.

Hele bir çocuğun “vahşice” bir köpek tarafından parçalandığına hiç şahit olmadık.

Güzelce geçinip giderdik…!

***

Bunun nedeni;

Bizim çocukluğumuzdaki sokak köpeklerinin cinsleri belliydi.

Bildiğimiz sokak köpekleriydi işte.

Ancak şu “petshop” denen yerler açılıp, ülkeye cins cins köpekler girmeye başlayınca işin rengi değişti.

Bir heves “petshop” vitrinlerinden evlere seçme köpekler alınıp daha sonra hayvan büyümeye başladığında bakımı ağırlaşınca bu köpeklerden kurtulmanın yolları arandı.

Bunun en güzel yolu da köpeği bir çuvalın içine koyup yerleşim alanının biraz dışına götürüp atmak oldu…!

***

Sonra ne mi oldu?

Ortalık işte bugünkü gibi cins cins, “vahşi” ve saldırgan köpeklerle doldu.

Durum öyle bir hal aldı ki;

Bu köpekler sokakta daha da “vahşileşip” saldırgan bir hal aldı.

Ondan sonra bu hayvanlar çocuklar başta olmak üzere hepimizin “kâbusu” oldu.

Hele hele gece vakti ailenizle dışarıda gezmek imkansız bir hal aldı…!

***

Onu bunu bilmem.

Bir sokak köpeği bana veya çocuklarıma, hele hele torunuma saldıracak, ister “pitbull” olsun isterse dünyanın en cins köpeği olsun anasını bellerim.

Yok, şöyleymiş, yok böyleymiş hiçbir şey umurumda olmaz.

O hayvanın anasını bellediğim gibi varsa sahibini de sıraya koyarım.

Herkes “itine” sahip çıkacak.

Çıkamıyorsa ya köpek beslemeyecek.

Ya da olanlara katlanacak…!

***

Netice itibariyle;

Hayvanları hepimiz seviyoruz.

Onların da yaşamaya hakkı var.

Eyvallah!

Zaten biz de nerede bir kedi, köpek görsek beslemekten geri durmuyoruz.

Hatta bazen “hazır mama” bile alıp önlerine koyduğumuz oluyor.

Ancak insanlara özellikle de çocuklara zarar verme noktasına geldiğinde ne kedi dinlerim ne de köpek.

Savunma amaçlı elimden ne geliyorsa yaparım…!

**

Bugünkü yazımızı da sokak köpeklerinin toplanması ile ilgili “sosyal medyada” dolaşan meşhur telefon kaydıyla bitirelim.

Hani adamın biri belediyeye telefon açıp;

- Sokak köpekleri bizi ısıriy.

Diye şikâyet ediyor ya.

Sonrası “müstehcen” olduğu için o bölümü atlayalım…!

***

Tam da bunun gibi.

Sokak köpekleri insanlara saldırıyor.

Çocukların yüzlerini parçalıyor.

Topla, aşıla, kısırlaştır, yine aynı noktaya bırak.

Çözüm mü bu?

Köpekler sokakta insanları ısıriy, ısıriy.

Toplayın şunları yahu…!