Siyaset bilimi küçümsenecek bir alan değil…

Bilakis değer verilmesi gereken ve ilkokullarda öğretilmesi gereken bilim alanıdır…

Ancak siyaset bilimciden siyasetçi olmaz tezini uzak, yakın ve şimdiki tarihe baktığınızda daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum…

Önce siyasetin tarihsel ve metodolojisini açıklayarak konuya girelim…

Sonra da kısa bir analiz yapalım…

Siyaset bilimi geçmişte dar anlamda devlet ve iktidar kavramları üzerine araştırmalar yapmaktayken günümüzde, siyasi kararların tahlili, sosyal grupların karar ve etki ilişkilerindeki rolü, siyasi katılma, toplumsal yapı ve iktidar ilişkisi, devletin kökeni, siyasi değişme ve gelişme gibi konuları da incelemektedir.

Siyaset bilimi, karşılaştırmalı siyaset, siyasi ekonomi, uluslararası ilişkiler, siyaset teorisi, kamu yönetimi, kamu politikası ve siyasal metodoloji dahil olmak üzere çok sayıda alt alanı kapsar. Ayrıca, ekonomi, hukuk, sosyoloji, tarih, felsefe, beşeri coğrafya, gazetecilik, siyasal antropoloji ve sosyal politika alanlarıyla da ilgilidir ve bunlardan yararlanır.

"Siyaset bilimi" terimi sosyal bilimlerin ayrı bir alanı olarak geç kavramlaşmış bir alan olsa da siyasal iktidarı ve tarih üzerindeki etkilerini analiz etmek için Antik Çağ'dan beri var olan bir olgudur. Bununla birlikte "siyaset bilimi" konuları, siyaset felsefesi içinde incelenmiştir. Modern disiplinin içinde ahlakı felsefe, siyasi ekonomi, siyasi teoloji, tarih, olması gerekenlerin normatif olarak belirlenmesi ile ideal devletin özelliklerinin ve işlevlerinin tümdengelimiyle uğraşan diğer alanlar olmak üzere bir dizi öncüleri bulunmaktadır.

Siyaset bilimi metodolojik olarak çeşitlidir ve psikoloji, sosyal araştırma ve bilişsel sinirbilimden kaynaklanan birçok yöntemi benimser. Yaklaşımlar pozitivizm, yorumculuk, rasyonel seçim teorisi, davranışçılık, yapısalcılık, post-yapısalcılık, felsefi gerçekçilik, tarihsel kurumsallık ve çoğulculuğu içerir. Siyaset bilimi, sosyal bilimlerden biri olarak, araştırmalarında ihtiyaç duyduğu yöntem ve teknikleri kullanır: Tarihsel belgeler ve resmi kayıtlar gibi birincil kaynaklar, bilimsel dergi makaleleri, araştırma anketleri, istatistiksel analiz, vaka çalışmaları, deneysel araştırma ve model oluşturma gibi ikincil kaynaklardan yararlanılır.

Siyaset bilimi, esasen siyasetin herhangi bir yönüyle insan davranışı üzerine bir çalışma olduğu için, kontrollü ortamlarda gözlemlerin yeniden üretilmesi veya kopyalanması çoğu zaman zordur, ancak yine de deneysel yöntemler giderek yaygınlaşmaktadır. Amerikan Siyaset Bilimi Derneği eski başkanı Abbott Lawrence Lowell, "Deney yapmanın olanaksızlığı ile sınırlıyız. Politika deneysel bir bilim değil, gözlemsel bir bilimdir" diyerek bu zorluğa atıfta bulunmuştur.Bu nedenle siyaset bilimcileri, kalıpları belirlemek, genellemeler yapmak ve siyaset kuramları oluşturmak için tarihsel olarak siyasal seçkinleri, kurumları, birey ve grup davranışlarını gözlemlemişlerdir.

Tarihe baktığınızda başarılı siyasetçiler hep halk içinden gelmiştir…

Yani siyasetin okulunu okuyanlar değil, sahada politika yapanlar iktidara geldiğinde milletini hizmete doyurmuştur…

Ülkemizde bunun en büyük örneği olarak; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gösterilebilir…

Zira 18 yıllık iktidarı döneminde Türkiye’ye 80 yılda yapılamayan hizmetleri yapmıştır, hem de kat be kat olarak…

Yarın başka bir mevzuyla buluşmak üzere…

Sağlıcakla kalın…