Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmelik değişikliği “Resmi Gazete’de” yayınlandı.Böylece kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte kamu personelinin kıyafet serbestliği de başlamış oldu.Bununla birlikte kamuda çalış
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmelik değişikliği “Resmi Gazete’de” yayınlandı.
Böylece kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte kamu personelinin kıyafet serbestliği de başlamış oldu.
Bununla birlikte kamuda çalışan bayanlar ve özellikle de öğretmenler derslere başörtüsüyle girmeye başladı.
Sonuçta birilerinin beklediği gibi ülke elden gidip kamu kurum ve kuruluşlarında bir “kaos” ortamı oluşmadı.
Tam tersi ülke insanı bu kararı büyük bir olgunlukla karşıladı. Yıllardır gerginliğe neden olan başörtüsü konusu da ülke gündeminden çıkmış oldu…
Aslında yıllarca bayanlara başörtüsü konusunda boşu boşuna “zulüm” yapıldı. Ne kamuda çalıştırıldı ne de üniversitelere sokuldu.
Bu yüzden yüz binlerce aile mağdur edildi. İtildi kakıldı ve “ikinci sınıf insan” muamelesi gördü.
Bütün bunlar da “mutlu azınlığın” dayatması sonucu oldu. Bu “mutlu azınlık” hala daha bu işi kaşısa da ülke artık bu “utançtan” kurtuldu…
Ne hikmetse bazıları bu işe hep “ideolojik” olarak yaklaştı. İşin ekonomik ve yetişmiş insan gücü boyutuna hiç bakılmadı.
Türkiye’de başörtüsüyle üniversitelere sokulmayan kızlarımız yabancı ülkelerdeki üniversitelere avuç dolusu para dökerek eğitimini tamamladı.
Bu da yeterli olmadı ve okul birincisi olan başörtülü öğrenciler Türkiye’de hiçbir kamu kuruluşunda çalıştırılmadı.
Bu da büyük bir oranda “beyin göçünü” tetikledi. Türkiye’nin yetişmiş insanları başka ülkelerdeki önemli mevkilerde çalışmaya itildi.
Başka ülkelerdeki üniversitelerde “kürsüsü” bulunan başörtülü öğrenciler ülkemize bile sokulmadı…
Bugün bile bilim ve teknolojik alanda dünyaya yön veren birçok kuruluşta başörtülü kızlarımızı görmek mümkün.
Yaptıkları bilimsel ve teknolojik çalışmalarla bulundukları ülkelere maddi anlamda önemli katkıları oldu. Halen de oluyor.
Bizim “başörtülü” kızlarımızın başka ülkelerde insanlığa sundukları buluş, icat ve ürünlerini biz milyonlarca dolar ödeyerek satın almak durumunda kaldık.
Oysa bu başörtülü öğrencilerimize zamanında kamu kurum ve kuruluşlarında çalışma izni vermiş olsaydık, belki de bu anlamda daha farklı bir konumda olurduk…
Neyse olan oldu. Artık ülke olarak bundan sonrasına bakmak durumundayız. Başka ülkelere hizmet eden başörtülü öğrencilerimizin iş gücünü tersine çevirmeliyiz.
Bunun için Hükümet gerekli adımı attı ve yılların problemini çözdü. Artık başörtülü kızlarımız kamu kuruluşlarında rahatlıkla çalışıp ülkelerine hizmet edebilecek.
Sonuçta ülke yerinde duruyor. Kimse örtünmeye zorlanmıyor. Mahalle baskısı yok. Bazılarının iddia ettiği gibi “şeriat gelmedi.” Tam tersi ülke normalleşti…
Next