Yurt dışına gidenler bilir…
Dünyada gelişmiş ülkelerin herhangi bir şehrine gittiğinizde gece karanlığında şehrin her metresinde lambalar yanar…
Işıl ışıldır…
Hatta bu ışıl ışıllık çok süslüdür…
Envayi çeşit renkte lamba görürsünüz…
Şehrilerde gece karanlığı yoktur…
Yani geceler aydınlıktır…
Gelin Türkiye’ye…
Şehirler karanlıktır…
Ya Sakarya…
Daha da karanlıktır…
Sokaklar lambaları doru dürüst yanmaz…
Bazı sokaklar var ki karanlıktan dolayı girmeye korkarsınız…
Herkes şehircilik konusunda ders vermeye çalışır…
Özellikle belediyecilik alanlarında makamları bulunanlar…
Fakat şehirciliğin ‘Ş’sinden bir haber…
Bunu söylerken her belediye yöneticisinden bahsetmiyorum…
Umumisi böyledir…
Çok bilir edasıyla konuşur…
Ama icraat yok…
Ülke ülke gezerler…
Dünyanın en gelişmiş tarihi şehirlerinde volta atarlar…
Ancak gittikleri o ülkelerdeki tarihi ve yaşadığımız yüzyılı pekiştiren şehirlerden alıntı yapmazlar…
Sadece gezerler…
Hatta beğenmezler…
Ağız bükerler…
Burun kıvırırlar…
Kendilerini şehir kuran ve geliştiren filozof zannederler…
Koltuklarının nefsi onları öylesine kör etti ki, cahillikleri, bilgisizlikleri, görgüsüzlükleri dillerine filozofik egoistliklerinin dışa vurumu gibi pelesenk olmuş…
Zavallım…
Dünya görmemiş…
Dünyayı koltuğa oturduktan sonra görmüş…
Onu da beğenmemiş…
Ufku dar bazı adamlarla ve avaneleriyle belediyecilikte dünya şehirleriyle yarışamazsınız…                                                   
Dedik ya, şehircilik dar kalıplı insanların işi değil…
Sağlıcakla kalın…