Akıncılar Mahallesi’ni bilen bilir. Neredeyse bu şehrin en büyük ve en eski mahallelerinden biridir.Bilmeyenler için küçük bir hatırlatma yapacak olursak Yemi Cami ile Aziziye Cami arasında kalan, İzmit Caddesi’ndeki “Bakkallar” mevkiine kadar uzanır.Yani

Akıncılar Mahallesi’ni bilen bilir. Neredeyse bu şehrin en büyük ve en eski mahallelerinden biridir.

Bilmeyenler için küçük bir hatırlatma yapacak olursak Yemi Cami ile Aziziye Cami arasında kalan, İzmit Caddesi’ndeki “Bakkallar” mevkiine kadar uzanır.

Yani daha net bir anlatımla şehir merkezinin tam göbeğindedir. Bulvar ile Akıncılar Mahallesi nerdeyse iç içedir…

Buradan nereye varacağımı,neler yazacağımı merak ediyorsanız öncelikle şunu da hatırlatmakta fayda görüyorum;

Benim çocukluğum hatta gençlik yıllarım Akıncılar Mahallesi’nde geçti. O mahallenin “Arnavut kaldırımlı” halini bile bilirim.

Daha sonra “Arnavut kaldırımı” sökülüp yerine “parke” döşenmişti. Ama bildiğimiz ve bugün döşenen “kilitli parke”türünden değil.

Dikdörtgen ve resmen taşlar yontulup şekil verilen “parke” taşları döşenmişti. Mahallemize “medeniyet” geldi de diye sevinmiştik…

Bu kısa hatırlatmadan sonra gelelim konuya. Geçen gün yolum bir vesile ile doğup büyüdüğüm mahalleye düştü.

Eskiden evimizin bulunduğu Yeşil Sokağa girdiğimde inanın “şok” oldum. Böyle bir “mezbelelik” olmaz. Olamaz.

En son 1999 depreminde ve onu takip eden yıllarda gittiğim mahalleyi nasıl bıraktıysam aynı şekilde buldum.

Yapılan sadece sokakların bugünün modası olan “kilitli parke” ile döşenmesi olmuş. O kadar…

Yahu bu mahalle şehrin göbeğinde! Bu kadar ilgisiz, bu kadar bakımsız nasıl olabilir anlamak mümkün değil.

Bu şehir sadece Bulvar, Çark Caddesi, Serdivan gibi yerlerden oluşmuyor. Yazık günah değil mi o insanlara?

Koskoca mahallede hala barakalarda insanlar oturuyor. Temizlik “hijyen” deseniz hak getire. Bu nasıl bir iştir anlamadım…

İnanın benim çocukluğum ve gençliğimdeki Akıncılar Mahallesi daha bakımlıydı. Evlerde su yoktu ama bugünkü gibi “barakada” yaşayan da yoktu.

Sokağımız her zaman temiz ve bakımlıydı. Sokağın ortasından lağım aktığına hiçbir zaman şahit olmadım.

Doğrusu Yeşil Sokağın o halini gördüğümde boğazım düğümlendi. Böyle bir mahalle ve sokak yok. Olamaz diye düşündüm…

Kusura bakmayın ama koltuklarınızdan kalkıp şu ara sokakları ve unuttuğunuz mahalleri biraz gezin. İnsanlarla konuşun. Ne şartlarda yaşadıklarını bir görün.

Ne yalan söyleyeyim ben bugün halen Akıncılar Mahallesi Yeşil Sokak’ta oturuyor olsam yemin ediyorum isyan ederdim. Bu kadar da olmaz.

Büyüğüyle, küçüğüyle, her şehri ayağa kalkmış bugünün Türkiye’sinde, “şehrin göbeğinde unutulmuş mahalle, Akıncılar” tam bir hayal kırıklığıdır…