Yapılan “seçim anketlerine” göre 31 Mart’ta “oy kullanmayacağım” diyenlerin sayısı hayli yüksek.

Bu oran neredeyse bütün anketlerde “yüzde 25” ile “yüzde 30” arasında gidip geliyor.

Doğrusu bu dikkate alınması gereken bir oran!

Gerçi AB ülkeleri ve özellikle de ABD ile kıyaslandığında çok fazla değil.

Nitekim ABD’de neredeyse her seçimde “oy kullanmayanların” oranı “yüzde 50” civarında dolaşıyor.

Bazı AB ülkelerinin de bundan aşağı kalır yanı yok.

Ancak Türkiye’ye baktığımızda özellikle 15-20 yıldır bu oranlara pek de alışık değiliz…!

***

Gerçi önümüzde 2 ay gibi bir süre var.

Bu süre zarfında “oy kullanmayacağım” diyenlerin sayısında bir azalma olur mu bilemeyiz.

Belki de tam tersi bu sayı daha da artabilir.

Tabi temennimiz hiçbir zaman bu yönde olmaması.

Hangi görüşe sahip olursa olsun her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının “oyunu” kullanması doğru olanıdır.

Zaten seçimlerde “oy kullanmak” en önemli vatandaşlık görevlerinden biridir.

Dolayısıyla “sandığa” gidip “oyumuzu” kullanmak ülkenin geleceği açısından izlenecek en doğru yoldur…!

***

Elbette insanların önemli bir bölümünün “oy kullanmayacağım” demesinin nedenine de şöyle bir bakmak gerekir.

Muhtemelen bunun altında yatan nedenlerden biri ülkemizde çok sık aralıklarla seçim yapılmasıdır.

Özellikle son zamanlarda neredeyse her iki yılda bir sandık başına gidip “oy kullandık.”

Bazen her yıl seçim yapıldığı bile oldu.

Haliyle bu da insanları bezdirdi.

İnsanlar iki yılda bir seçim havasına girip “siyasi” çekişmelerden bıktı.

Şöyle bir 5 senesini seçimsiz geçiremedi.

Yıllardır seçim baskısı altında kalmaktan bıktı.

İki senede bir siyasetle yatıp kalkmak vatandaşı iyiden iyiye yordu.

Bu da insanları sandıktan soğuttu…!

***

Aslına bakarsanız milletin ne kadar bezgin olduğunu ve büyük çoğunluğun “oy kullanmayacağını” anlamak için “ankete” falan da gerek yok.

Etrafınıza bakın.

Sandığa gitmemize artık 2 aydan az bir süre kaldı vatandaşta bir seçim heyecanı falan yok.

Elbette buna çarşı pazardaki sıkıntıların etkisi büyük.

Millet kendi derdine düşmüş.

Ancak bu ülke insanı, en sıkıntılı günlerde bile sandıktan kaçmadı.

Ancak bu defa çok farklı bir durum var.

Bu durum da hiç iyi değil…!

***

Kim ne derse desin.

“Oy kullanmayacağım” diyenlerin oranının “yüzde25-30” civarında olması tercihlerde çok farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Hele buna bir de “kararsızları” da eklersek ortaya çok farklı sonuçlar çıkar.

Seçimler üzerinden yapılan bütün hesaplar, kitaplar alt üst olabilir.

Hayal kırıklıkları yaşanır.

Kim bilir belki de kullanılmayan “1 oy” yüzünden ülkedeki bütün dengeler “altüst” olur…!

***

Netice itibariyle insanları “oy kullanma” noktasında “motive” edecekler elbette siyasilerdir.

Ancak bu da sadece parti liderlerinin gölgesine sığınarak olacak iş değildir.

Dolayısıyla illerdeki “adaylara” da önemli görevler düşmektedir.

Ne yaparlar ne ederler bilemem.

Şayet 31 Mart’ta “oy kullanmayacağım” diyen önemli bir kesimi sandık başına çekemezlerse kaybeden kendileri olur…!