Türkiye uzun süredir referandumla yatıp, referandumla kalkıyor.
Evet ve hayırcılar, referandumda sandıktan kendi savundukları sonucun çıkması için var güçleriyle çalışıyor.
Referandum sürecinde zaman zaman alkışlanacak tablolar yaşanırken, zaman zaman da bizi şaşırtan ve üzen açıklamaların yanı sıra davranışlara da şahit oluyoruz.
İlk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’nin “Hayır” çadırını ziyaret etmesinin ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da buna, “Evet” çadırını ziyaret ederek karşılık vermişti.
Güzel ve özlenen bir tabloydu.
Ancak referanduma sayılı günler kala tansiyon da iyice yükseliyor.
Örneğin, CHP’li bazı vekillerin açıklamaları vardı ki, bunlar resmen akla ziyan açıklamalardı.
Referandum sürecinde bir de saldırılar yaşandı. Hem “Evet, hem de “Hayır” çadırlarına, parti otobüslerine farklı görüşlerdeki kişilerin yaptığı saldırılar hepimizi derinden üzdü.
Hala farklı görüşlerdeki kişilerin birbirini hazmedemediğini, anlayış ve saygı gösteremediklerini görmek gerçekten çok acı.
Kendisi gibi düşünmeyenleri karalamak adına yapılmayan şey kalmıyor maalesef.
Haddi aşan, aşağılayan açıklamalar, kişilik haklarına saldırılar, küfürler, yalandan karalamalar.
Hazımsızlık öyle bir hal aldı ki, insanlar en yakın eşine dostuna bile tahammül gösteremiyor.
Yapmayın böyle. Birbirinizi aşağılamayın. Aynı ülkede yan yana yaşıyoruz.
Sevincimizde ve acımızda yine birbirimizin yüzüne bakacak ve yine birbirimizden medet umacağız.
Sürekli, saygı ve hoşgörüden bahsedenler! Biraz da özeleştiri yapın.
Her zaman dile getirdiğimiz gibi, bu referandumun da ülke ve millet için en iyisi ne ise o şekilde sonuçlanmasını arzu ediyoruz.
Evet de çıksa, hayır da çıksa her iki tarafın da sonucu hazmetmesi, diğerini ötekileştirmemesi gerekiyor.
Gerçi böyle bir zihniyete ne zaman sahip olabiliriz bilemiyoruz ama inşallah o günler de yakındır.