Hatta Sapanca Gölü’nü korumak adına koca koca şirketlere dava açar “işin peşini bırakmayacağız” gibi anlamlı açıklamalar yaparız.
Bazılarımız da “Sapanca Gölü kırmızı çizgimizdir” gibi çok iddialı laflar eder ama iş icraata gelince “kırmızı çizgi” falan kalmaz…
Dün Sapanca Kırkpınar’da gölün doldurulup üzerine de “beton” dökmek suretiyle yürüyüş yolu yapılması ile ilgili bir haber yaptık.
Habere konu olan fotoğrafları gördünüz. Güpegündüz Kırkpınar sahil yolunda Sapanca Gölü doldurulup üzerine beton atılıyor.
Neredeyse bir kilometreye yakın bir mesafede göl doldurulup betonla kaplanırken maalesef bizim SASKİ bunu görmüyor. Veya görmek istemiyor…
Kimse kusura bakmasın. Sapanca Gölü’nün korunması konusunda hiç ama hiç kimse samimi değil.
Boşuna Sapanca Gölü’nü kurtaracağız diye birileri çıkıp “ucuz kahramanlık” yapmaya soyunmasın.
Zira gölün “ırzına” geçenler bizzat “Sapanca Gölü’nü ne pahasına olursa olsun koruyacağız” diyenlerin ta kendisidir…
Maalesef Sapanca Gölü’ne kuzeyinde, güneyinde, doğusunda ve batısında bulunan bütün belediyeler acımasız davranıyor.
Haklı olarak vatandaşın Sapanca Gölü’ne zarar verecek en ufak bir işlemine müsamaha göstermeyen bu belediyeler, iş kendilerine gelince sınır tanımıyor.
Sapanca Gölü zarar görecekmiş, doğal dengesi bozulacakmış, kirlenecekmiş gibi konular kendileri için asla geçerli olmuyor…
Şimdi sevgili dostum Sapanca Belediye Başkanı’na sorsak yaptığı işin mutlaka makul ve mantıklı bir cevabı vardır.
Hatta bazıları için Kırkpınar sahil boyunca bir “yürüyüş yolunun” yapılmasında hiçbir mahsur olmaya bilir. Bu görüşe belki biz de katılabiliriz.
Ancak Sapanca Gölü’ne değil dolgu yapmak, bir “çakıl taşı” atmak bile kanunen yasaksa buna ilk uyacak olanlar da belediyeler olmalı…
Netice itibariyle Sapanca Gölü’nü koruması gerekenler vatandaşlardan daha duyarsız davranıyorsa iş işten çoktan geçmiş demektir.
Öte yandan Sapanca Gölü için “kırmızı çizgimizdir” diyenler “renk körü” olmuşsa göl için yapacak bir şey kalmamıştır.
Bu anlayışla “Sapanca Gölü’nün makûs talihi” asla değişmez. Aksine daha kötü olur. Yazık, hem de çok yazık…
