Geçtiğimiz hafta cumartesi günü Sakaryaspor’un kongresi vardı. Beklenenin aksine bu defa Sakaryaspor kongresi oldukça hareketli geçti.
Dört ismin katıldığı kongre sonrasında yapılan oylamada Sakaryaspor Başkanlığına İsmail Gürses seçildi.
Hayırlı uğurlu olsun. İnşallah Gürses ve ekibi önümüzdeki sezon Sakaryaspor’u beklediğimiz yerlere taşır…
Kongre oldubitti ama öncesindeki adaylık yarışı halen konuşuluyor. Zira uzun zamandır ilk defa Sakaryaspor kongresi böyle bir hareketlilik yaşadı.
Daha önceleri nedense kimse sahip çıkmaz ve Sakaryaspor Kulübü “Kayyum” yönetiminde sürünür dururdu.
Hatta “kapansın da yeniden bir kulüp kurup sil baştan başlansın” diye konuşmalar dahi olurdu…
Futbol ile aramız iyi bir seyirci olmak dışında pek iyi değildir. Spor özellikle de futbol gazeteciliği ve yorumculuğu farklı bir iştir.
Ancak Sakaryaspor gibi maddi anlamda büyük zorluklar çeken bir kulübe bu kadar talip çıkması kafaları karıştırmadı değil.
Dolayısıyla gazetelerde Sakaryasor’u uzun zamandır takip eden arkadaşlara bu konuyu sorduğumda “iki neden” gösterdiler…
Bunlardan birinin “transferin” açık olması! Yani bu sezonda Sakaryaspor Kulüp Yönetiminin “transfer” konusunda sıkıntı yaşamayacağı belirtildi.
Görüştüğüm arkadaşlara; para olmadan “transfer” nasıl yapılacak deyince; “Eski yönetimlerin yaptığı gibi, Kulüp borçlandırılarak istedikleri transferi yapabilirler” yanıtını aldım.
İyi de bu borçlar eninde sonunda ödenecek. Hesapsız borçlanma yapılırsa Kulüp daha fazla sıkıntıya girmez mi? şeklindeki soruma ise cevap alamadım…
Diğer bir nedenin de bu sezon bitecek olan yeni “stat” olduğu söylendi. Anlatılanlara göre “statların” ileride belediyelere devredilmesi gündemde.
Eğer öyle olursa Sakarya Büyükşehir Belediyesi de büyük bir ihtimalle “stadı” isim hakları, reklam gelirleri ve işyeri kira gelirleriyle birlikte Sakaryaspor’a devredecek.
Yani yeni “stadın” Sakaryaspor’a devredilmesi ile birlikte Kulübün ciddi manada bir geliri de olacak. Bu durumun da ister istemez Kulübe olan ilgiyi arttırdığı ifade edildi…
Başka nedenler de var mı bilmiyoruz ama durup dururken içimizdeki “Sakaryaspor aşkının alevlenmesi” boşuna değilmiş.
Meğer işin içinde “tamamen duygusal” bir durum varmış da bütün bunlardan haberimiz yokmuş.
Biz de bu kadar “Başkan Adayı” çıkınca kendi kendimize “Sakaryaspor’a nur mu yağdı” diye sorup duruyorduk. Mesele “Sakaryaspor değilmiş de biz anlayamamışız…”