Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Başkurt Motor ve Kablo Fabrikasında 50 günü aşkın süredir devam eden grev artık dramatik bir hal aldı.
Toplam 100 işçinin çalıştığı fabrikada 25 işçi asgari ücret zammını alamadıkları gerekçesiyle greve çıktı.
Grev devam ederken fabrika yetkilileri ile Çelik-İş Sendikası tarafından yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadı.
Hatta bir ara fabrika yetkilileri grev kırıcılığı yapmakla suçlanarak şikayet konusu bile oldu.
Bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı duruma el koyarak iddiaları incelemek için müfettiş görevlendirdi.
Öyle veya böyle sorun çözülemedi ve grev yapan 25 işçi haklarını alabilmek adına açlık grevine başladı.
Geçtiğimiz günlerde de açlık grevi yapan 25 işçiden 3’ü fenalaşarak hastaneye kaldırılıp tedavi altına alındı.
Neyse ki işçilerin sağlık durumları iyi. Ancak açlık grevine devam eden diğer işçilerin akıbetinin ne olacağı belli değil.
Muhtemelen birkaç gün sonra bu işçiler arasından da fenalaşıp hastaneye kaldırılanlar olacaktır.
Öyleyse bu dramatik duruma bir son verme zamanı gelmiş demektir. Tabi burada en büyük görev önce işverene sonra da sendika temsilcisine düşmektedir.
Artık bundan sonra her iki taraf da masaya oturup karşılıklı olarak bu trajediye son vermelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi; işçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak kazanç olmaz, o kazanç haramdır.
Dolayısıyla işveren, işçilerin taleplerine çok fazla direnmeden artık bu inadından vazgeçmelidir.
Öte yandan 25 işçinin, girdiği hak arama mücadelesinde özellikle siyasiler tarafından yalnız bırakılması da düşündürücüdür.
Özellikle CHP’nin bu konuda sınıfta kaldığını belirtmekte yarar var. 25 işçi orada açlık grevine başlamışken CHP’nin bu işçilerin yanında olmaması ilginçtir.
Ancak sorsanız CHP işçi dostudur, emekten ve emekçiden yanadır. Madem öyle hani neredesiniz? Neden bu emekçilerin yanında değilsiniz?
Gerçi grev başlatan bu 25 işçi kimseye güvenerek bu işe kalkışmadı. Ancak iş artık gerçekten bir trajedi halini aldı.
Gelin artık bu grevi bitirin. O 25 işçi de evine huzur içinde gitsin. Bunun bereketi Başkurt’a yeter.