Yarın “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.”

Dolayısıyla Sakarya Valiliği ve SATSO “Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle meslektaşlarımıza “jest” yaparak kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi.

İki organizasyonun çakışmaması için SATSO bugünü uygun gördü.

Sakarya Valiliğinin toplantısı ise yarın.

Tabi her iki toplantıya da bizleri de davet ettiler.

Genelde bu tür organizasyonlara katılmam.

Ancak “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle düzenlenen organizasyonlara mutlaka katılırım.

İlk defa bu sene “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle düzenlenen her iki organizasyona da katılmayacağım…!

***

Gerek Sakarya Valiliğinin gerekse SATSO’nun düzenlediği bu organizasyonlara katılmama kararımızın her iki kurumla da bir ilgisi yok.

Tam tersi hem Sakarya Valiliğini hem de SATSO’yu “Çalışan Gazeteciler Gününü” unutmadıkları için kutluyorum.

Zira bizim her iki toplantıya da katılmamamızın nedeni başkadır.

Bizim bu toplantılara katılmama kararımızın nedeni son “asgari ücret artışı” ile birlikte bazı yerel “basın” kuruluşlarında “çalışan gazetecilere” görülen revadır…!

***

Hani bir laf vardır;

“Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz” diye.

Sakarya’da ki “gazeteciler” de, yerel “basında” neler olup bitiğini çok iyi bilir.

Bir “basın” kuruluşunda “kuş uçsa” hemen diğer “gazetecilerin” haberi olur.

Dolaysıyla son günlerde de bazı “yerel basın” kuruluşlarında “çalışan gazeteciler” adına garip şeylerin olduğu “iddia” edilmektedir.

Tabi bu olup bitenler de anında “gazeteciler” arasında duyulmaktadır.

Ancak kimsenin işine gelmediğinden birçoğumuz “üç maymunu” oynarız.

Yani; “görmeyiz, duymayız, demeyiz.”

Çünkü bu hepimizin işine gelir.

Hele iş “çalışan gazetecilerin” aldığı “üç-beş kuruşa” gelince daha bir “kör” daha bir “sağır” ve “dilsiz” oluruz…!

***

Lafı uzatmanın veya dolandırmanın anlamı yok.

Sakarya “basını” ile ilgili o “kırk kişiden” son zamanlarda çok ilginç “iddialar” gelmeye başladı.

Bu “iddiaların” başında da “asgari ücret artışları” ile birlikte “yerel basında” keyfi olarak “gazetecilerin” işten çıkartıldığı gelmektedir.

Daha da vahim olanı ise bazı gazetelerde “çalışan gazetecilerin” büyük umutlarla beklediği “asgari ücret artışlarının” ellerinden bir şekilde alındığı “iddialarıdır.”

Üstelik bazı “basın” kuruluşlarının patronlarının bir araya gelerek bu konuları tartıştıkları ve aralarında anlaştıkları da gelen “iddialar” arasındadır…!

***

İşte tam da bu yüzden Sakarya Valiliği ve SATSO’nun “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle düzenledikleri organizasyonlarına katılmamayı uygun gördük.

Öyle ya;

Sakarya’da görev yapan “çalışan gazeteci” arkadaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar ortadayken onlara hangi yüzle bakarız?

Her iki organizasyonda yediğimiz “iki lokma” boğazımızdan nasıl geçer?

“Basının” içinde bulunduğu her türlü zorluk sürekli olarak “çalışan gazetecilerin” sırtına yüklenirken onlarla yan yana nasıl otururuz?

İşsiz kalan “çalışan gazeteci” arkadaşlara nasıl “hal hatır” sorarız?

Tam da “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” arifesinde neyi, nasıl kutlarız?

“Çalışan gazetecilerin” işten çıkartılmasını mı yoksa “asgari ücretle” verilen “üç-beş kuruşun” ellerinden alınmasını mı…?

***

Netice itibariyle “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününün” sadece adı vardır.

Sırtından “resmi ilan” alınan, gazeteleri çıkartan “çalışan gazetecilere” karşı “kör, sağır” ve “dilsiz” olunduğu müddetçe de değişen bir şey olmayacaktır.

İnşallah Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir “çalışan gazetecilerden” sonra “patronlarla” da bir araya gelir!

“Çalışan gazeteciler” ile ilgili bu “iddiaları” enine boyuna “patronlara” bir sorar.

Hatta “Basın İlan Kurumu’ndan” da bu “iddiaları” araştırmasını ister.

Gerçi “Basın İlan Kurumu” Sakarya’da yerel “gazetelere” düzenli olarak “resmi ilan” vermek ve bu ilanların paralarını ödemek dışında ne iş yapar o da ayrı konu!

Sanki bizim duyduklarımızı onlar duymuyor mu?

Bal gibi duyuyor da zatı muhteremlerin işine gelmiyor.

Eeeee, herkes Recep Pulat gibi cesur olamıyor…!