Sabır nedir?

Bir) Olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme...

İki) Öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu…

Üç) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Sabır: Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi...

Dört) Kur’an-ı Kerim Terimi Olarak Sabır: Hoşa gitmeyen olaylar, insanı zorlayan durumlar karşısında ruhsal dengeyi bozmamak için, dünya ve ahiret yararlarını düşünerek insanın kalbinde yer tutan sükûnet ve dayanma kuvveti, Allah’a sığınıp güvenerek bela ve felaketlere direnç gösterme...

Sabır doğanın bir gereği olmalıdır. İnsanın yaratılış amacı vardır...

İnsanlar doğası gereği her canlıda olduğu gibi doğar, büyür ve ölürler...

Yaşamını idame ettirirken gerek mutlu gerekse üzüntülü anlar yaşarlar... İnsanların yaşadıkları bu duygular içerisinde üzüntüler bazen insanı isyana bazense hayattan koparmaya yetebilir...

Yazımızın başında da belirttiğim gibi insanın bir yaratılış amacı vardır...

Bu amaç doğrultusunda insanın çektiği sıkıntı ve acıların da bir sebebi olduğunu bilmek gerekir...

Yaşanılan zorluklar, olumsuzluklar karşısında sabretmesi onun mücadeleci yönünü ön plana çıkarırken aynı zamanda insanı isyan etmektense uzak tutar... Bir söz vardır; diye. Bir de atalarımız derler ya; ‘sabreden derviş muradına ermiş’ Gerçekten de insan sabrederse, acele etmeyip te beklemesini bilirse sabretmek onun için bir mükafat olur...

Hayatta her ne olursa olsun, başımıza her ne gelirse gelsin sabretmesini bilmemiz gerekir...

Hayata daima iyi yönden bakmalı, başımıza gelen her olayda şükretmeli ve her zaman sabretmesini bilmeliyiz...

Aceleci davranmak, isyan etmek bizleri daima hataya zorlar lakin insan sabrederse olgunlaşır. Değerler eğitimi açısından da sabır önemli bir değerimizdir...

Dahası: Hayat diğer her şeyin hesaba katıldığı bir gidişata sahiptir. Dolayısıyla, isteklerimizde her şeyin hesaba katılması gerekir. Bir şey istemek ile birlikte, onu beklemeyi de bilmeliyiz. Günün aydınlanmasını, yazın gelmesini beklediğimiz gibi, isteklerimizin de gerçekleşmesini bekleyeceğiz. Tabi, beklerken telaş, acizlik, bencillik, tembellik yapmadığımız gibi, acelecilik, yılgınlık, korkaklık, umutsuzluk da yapmayacağız...

Çünkü hayatın hesaplayamayacağımız kadar çok unsuru var. Hayatın küçük bir parçası olan bedenimizden hayatı yönlendirmenin imkansız değil ancak “zaman alan” bir iş olduğunu anlamamız gerekir. Bir çay kaşığı ile kuyu kazdığınızı düşünün. İnsanın hayata etkisi de böyledir. İstediğini yapar ancak istemekle birlikte çalışmak, sabretmek ve umut etmek de gereklidir...

Sağlıcakla kalın…