Dün sabah Anadolu Gazetesi İmtiyaz Sahibi Adnan Uyumaz’ın, Basın İlan Kurumu çalışanlarına yönelik silahlı saldırısı, basın camiasını derinden sarstı.Rutin denetimler için Anadolu Gazetesi’ne giden Basın İlan Kurumu Sakarya Şube Müdürlüğü çalışanları, sil
Dün sabah Anadolu Gazetesi İmtiyaz Sahibi Adnan Uyumaz’ın, Basın İlan Kurumu çalışanlarına yönelik silahlı saldırısı, basın camiasını derinden sarstı.
Rutin denetimler için Anadolu Gazetesi’ne giden Basın İlan Kurumu Sakarya Şube Müdürlüğü çalışanları, silahlı saldırıya uğradı.
Saldırıda Recep Bolat, Genel Merkez denetçileri Devrim Özergin, Ökkeş Burhan Atılgan ile Yeni Sakarya Gazetesi’nden Mustafa Şüke silahla vurularak yaralandı.
Genel Merkez denetçilerinden Devrim Ersen Özgergin ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Doğrusunu isterseniz Sakarya’da basın adına sözün bittiği yerdeyiz. Zira bu olay gazeteler arasında yaşanan “resmi ilan kavgasını” su yüzüne çıkardı…
Yazık, yakından tanıdığım ve düzgün bir dost olarak bildiğim Recep Bolat şu anda canıyla pençeleşiyor. Kim bilir belki de kendisinde onarılmaz bir hasar kalacak.
Ne için? 3-5 tane gazete “resmi ilan” alıp kendi çarkını çevirsin diye. Peki, Recep Bolat’ın ve arkadaşlarının suçu ne?
Uyarmadı demeyin, böyle giderse bu “resmi ilan kavgası” daha da büyür. Zira herkes “resmi ilan pastası benim olsun” istiyor.
Öyle veya böyle “resmi ilan pastası” kimseyle paylaşılmak istenmiyor. Bir dilimini ellerinden almaya kalkınca da kıyametler kopuyor.
Hal böyle olunca da şikâyetler başlıyor. O bunu şikâyet ediyor, bu ötekini derken, herkes birbirini şikâyet edip duruyor.
Zaten bugünkü olayın altında da bir şikâyet olduğu söyleniyor. Bu şikâyetlerin ardı arkası kesilmeyince de olan oluyor.
Normal bir denetimi bile şikayet üzerine yapıldı zannedip, insanların üzerine kurşun yağdırılıyor…
Burada Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay’a büyük görev düşüyor. Mehmet Atalay’ın yapması gereken şu;
Sakarya’dan kimseye görev vermeden Ankara’dan bir ekip kurup emniyet güçleriyle “resmi ilan” alan gazeteleri tek, tek denetleyip gerekeni yapmalıdır.
Gerekiyorsa belirli bir süre Sakarya’daki “resmi ilan” süreci askıya alınıp sil baştan bekleme süresi uygulanmalıdır.
İşte bu süre zarfında ayakta kalabilen gazete veya gazeteler olursa bunlara “resmi ilan” vermeye devam edilmelidir.
Tekrar ediyorum, bu yapılmadığı takdirde Sakarya’daki “resmi ilan kavgası” daha da büyüyebilir…
Olacak şey değil. Ortada dört tane can var. Biri hayatını kaybetmiş, ötekileri ise yaşam mücadelesi veriyor.
Siz “resmi ilan” için birbirinizin gözünü oyacaksınız, ama arada hiç suçu günahı olmayan insanlar gidecek. İnsanın inanası gelmiyor.
Evet, “resmi ilana kan bulaştı” ve artık bu saatten sonra ne gerekiyorsa yapılmalı. Bu görev de Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay’a düşüyor…
Next