Milli görüş lideri rahmetli Erbakan hocanın ölüm haftası nedeniyle kendisine bir kez daha Allahtan rahmet dilerim ve mekanı cennet olsun dedikten sonra, Rahmetli Erbakan hocanın şu altın sözlerini kayda geçirmekte yarar vardır…
“Şu sözümü unutmayın tarihi bir söz söylüyorum. Siyonizm öyle ustadır ki  “kim ben mi? ben hiç Siyonizme hizmet edebilir miyim ?” marşını söylete söylete seni kendi ordusuna asker gibi kullanır.”
“Eğer bugün başörtülü bir hanım efendinin beyi cumhurbaşkanı olabiliyorsa bu hanımın ve o beyin değil,  sizin (milli görüşün) hizmetlerinizin sonucudur.”
“İstanbul şehri dünyanın başşehri olmuş ve 7 asır hilafet merkezi olmuş. Dünya buradan idare edilmiş. Bu gün de dünyanın merkezi İstanbul'dur ve siyaset merkezi İstanbul'dur. İnsanlık bütün zulümlerden kurtuluşu İstanbul'dan, Türkiye'den, milli görüşten, sizden beklemektedir.”
"Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz, herkes kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur.”
"Bir çiçekle bahar olmaz ama.. Her bahar bir çiçekle başlar…" 
"Dönmelikten hayır gelir mi be ahmak..."
"Akıl, bir işin sonunu düşünmektir. Yani kârını, zararını çok iyi hesap ederek bir işe girişmektir. Çünkü son pişmanlık para etmeyecektir. Ve ‘ah keşke’ sözleri, akılsızlığın neticesidir.”
"Düşmanlar ve canavarlarla dolu ıssız ve karanlık bir ormandan kurtulmak için, nasıl ki;
1- Tehlike bölgelerini ve güvenlik yollarını gösteren bir haritaya,
2- Doğru yön tayinine yarayan bir pusulaya,
3- Ve de çevremizi aydınlatacak bir ışığa ihtiyaç vardır.
İşte, haksızlık ve şeytanlıklarla kaplı bir dünyada, selamet yolunu bulmak için de, Kur’an bir harita, akıl bir pusula, iman ise önümüzü aydınlatan bir fener hükmündedir. Bunlar birbirinin tamamlayıcısıdır. Biri olmadan diğeri işe yaramaz ve kurtuluşa ulaştıramaz."
"İslam’ın dışında, hiçbir hak ve hakikat kaynağı yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi, İslam’ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını
Kur’an’dan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayr-ı mahz olamaz, şerden ve zarardan arınmış sayılamaz. Mutlaka yeterli ve yararlı olduğu savunulamaz.
Felsefelerin ve filozofların birbirini inkârı, ideolojilerin devamlı çatışması, beşeri kanun ve nazariyelerin eskimesi ve değişmesi, hatta yapılan ilaçların bile, bir müddet sonra yan tesirlerinin anlaşılması, hep bu yüzdendir."
"Dünyadan aya gönderilen bir füze nasıl ki hedef açısından bir milimlik bir sapma bile gösterirse, bu açı giderek büyüyecek ve neticede o füze aya değil başka bir gezegene çarpıp parçalanacaktır.
Aynen bunun gibi, imani ve itikadi konularda başlayacak çok az bir şüphe ve sapma bile, insanı giderek İslam’dan uzaklaştıracak ve bu sapıklık, sonunda sahibini cennete değil, cehenneme taşıyacaktır."
Sağlıcakla kalın…